Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Mutsuzluğa ve umutsuzluğa açılan bir kapıda mektup-roman tarzında bir kitap ve ben çok kaldım. Sanırım en son ben Goethe okuyorum, kendime çok geçmiş olsun. İlk eseri olacağı için iyi bir tanıtım da yapmam lazım şimdi, haydi hepimizin gözlerine geçmiş olsun şimdiden. İlginç bir kitap olma özelliği taşıyor aslında. 1774 yılında yazılan bu eserin sadece 2 haftada yazılmış olması oldukça ilginç diyebilirim. Kitabın basımı sonrası Almanya sokaklarının mavi ceket sarı pantolon giyen gençlerin istilasına uğraması da bana Fransa’daki Sarı Yeleklileri hatırlattı. Kitabın kısa özetinde ise adından da anlaşılacağı üzere Werther adındaki çömez bir hukuk stajyerinin hislerini, nişanlı bir kadın olan Lotte ile ölümüne kadar ki münasebetini konu alan mektup biçimli 4 Mayıs 1771 de başlayıp 23 Aralık 1772’de sona eren 89 mektupluk yazılarını içeriyor. Bir ‘Cumartesi’ başlayıp ‘Çarşamba’ gününe kadar devam eder. Gününe kadar hesapladım sizin için. (Yalan, hesaplayıcı kullandım) Kitabın bir diğer ilgimi çeken yanıysa aslında gerçek olması. Şöyle ki, Wetzlar Alman mahkemesinde asistan olarak çalıştığı yıllarda (1772 Mayıs - Eylül) sahiden de nişanlı olan Charlotte Buff adındaki kadına karşı yaşadığı Platonik aşkını anlattığı yazıdır bu gerçekte. O dönemin meşhur Coşumculuk (Romantizm) akımını da içinde barındıran bu eserde doğaya, çocuklara ve pastoral bir hayata duyulan özlemi de hepimize hissettiriyor. Bunun yanında J.J.Rousseau’nun da ondan önce yine gerçeğe dayanan aşk mektuplarının kitaplaştırılmış formatı Goethe’yi de etkilemiş ve o da aynı tarzda bir eser yayımlayarak başarıya ulaşmıştır. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim. Cumhuriyet Klasikleri dediğim bu eski basımları her zaman yeni basımlara tercih edeceğim. Daha doğal, daha bizden bir Türkçe kullanıyor çevirilerde. Hani bir Ahmet Mithat çevirisi gibi “bu kesin böyle devam ediyordur, ben bunu böyle yazayım” düşüncesinden çok biraz Asterix klasiklerinde yapılan Karadeniz Türküleri kullanılması gibi tarzlar var. Nasıl? Sayfa 43’teki bir cümleyi aynen iletiyorum, eskiler genelde düğün tarzı eğlencelerde bunu çok kullanırlar. “Başlangıçta tabii biraz Çingene çaldı Kürt oynadı”, bu da aslında ne kadar doğal, ne kadar bizden bir çeviri yapıldığını gösteriyor. Değil Almanca böyle bir kalıp, Alman tarihinde hiçbir Alman’ın böyle bir cümleyi kurmayı geçtim, aklına dahi getirmeyeceğine eminim. Bize has şeyler beni her zaman mutlu ediyor. Güzel bir kitabı bitirerek uyuyor olmanın en derin sevinci ve mutluluğu içerisindeyim. Hepimize kolay gelsin, günü güzel olsun. Keyifli okumalar..
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Cumhuriyet Yayınları · 1999122,3bin okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.