Gönderi

574 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
“Sen aç mısın” diye sordu Rudy. “Açlıktan ölüyorum diye cevap verdi Liesel. Bir kitap için. •Bu kitaba başlarken yalnızca kapağındaki yorumlara bakmış ve arkadaşlarımdan “çok güzel bir kitap” şeklinde cümleler duymuştum; yani beklentim öyle yüksek değildi. İtiraf edeyim, ben de kitabın ismini duyup kapağını ilk kez gören çoğu insan bunu bir gençlik kurgusu sanıyordum. Nazi dönemine kadar uzanan müthiş bir tarihi yansıtma olduğunu asla tahmin etmemiştim ta ki kitaptaki ilk “Heil Hitler!” selamlaması ile burun buruna gelene kadar. Sanırım saatlerce bu kitap hakkında yazabilirim ama mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım. Kitabın olay örgüsü biraz önce de söylediğim gibi, Hitler dönemi Almanya’sında geçiyor. Nasıl bir dönem mi bu dönem? Yahudiler sürü halinde yürürken yolda buldukları çamurlu, taşlaşmış ekmeklere tapıyorlar, onlara yardım edenler sokak ortasında kırbaçlanıyorlar. İnsanlar en ufak ‘sadakatsizliklerinden’ dolayı savaşa gönderiliyor, ya geri dönemiyorlar ya da yaşadıklarına pişman olacak bir hale bürünüyorlar. Kitap, hakkında bin kitap okusam yine de her seferinde beni şaşırtacak, sinirlerimi gerecek, gözlerimi dolduracak işte bu dönemi anlatıyor. Ve bu dönemin içinde filiz vermiş bir tomurcuğu: Liesel Meminger’i. Liesel yaşadığı büyük kayıplardan sonra yeni koruyucu ailesiyle yaşamaya başlayan küçük bir kız. Küçüklüğüyle tezat oluşturan büyüklükte bir tutkusu var: kitaplar. İşte kitabın ismi de Liesel’in kitaplara ulaşma uğrunda yaptığı şeylerden geliyor. Liesel’in en yakın arkadaşı Rudy ile geçirdikleri zaman, paylaştıkları hisler; babasına olan bağlılığı ve babasıyla dostluğu; ve benim en çok yüreğime dokunan, babasından dolayı evde saklamak zorunda kaldıkları Yahudi Max ile yaşadıkları... Max ve Liesel arasında oluşan bağ o kadar güzeldi ki kitabı okurken atılan bombalar ve siren seslerine, açlıktan kokan nefesler ve öksürüklere rağmen o dönemde yaşayıp Liesel’in yerinde olmayı istedim defalarca. Kitabın en güzel yönlerinden birine -kötü tek bir yönünün bile olduğunu düşünmüyorum- değinmek istiyorum. Bu kitabın anlatıcısı güzel Liesel’im, limon saçlı Rudy, Max, Hubermannlar, küçük bıyıklı ve usta bir kelime kullanıcısı olan o meşhur adam ya da “Heil Hitler” diyerek yaşamak zorunda kalan binlerce insandan biri değil. Bu kitabın anlatıcısı, saydığım herkesin hayatında bir kere mutlaka tanıyacağı biri: ölüm meleği. Anlatımının ne kadar orijinal, ne kadar sürükleyici ve dokunaklı olduğunu buradan da anlayabilirsiniz. Öyle çok söz söyledim ki “okumanızı tavsiye ediyorum” demek pek kuru kalır artık. Okurken son bölüme geldiğinizde “Remembrance” dinlemenizi öneririm, olayların içindeyken öyle güzel oluyor ki melodilerin iniş çıkışı. Okursanız yorumlarınızı bekliyor olacağım, şimdiden keyifli okumalar :)
Kitap Hırsızı
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Yayınları · 202112,7bin okunma
·
155 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.