Merhabalar. Kitabı birkaç yakınımın sadece dini bir kitap olmasına bakıp çok yoğun tavsiye etmeleriyle okudum. Kitap bana bir şeyler katmadı mı, kattı. Şimdi size kitaptaki bazı şeyler ve bunlar hakkındaki düşüncelerimden bahsedeceğim.
Kitapta Fatma isimli bir kız çocuğundan bahsediliyor. Fatma, küçüklüğünden beri okul yerine kuran kurslarına gönderilmiş. Dine göre değil, hocaların emirlerine göre yaşanan kuran kurslarına.( buraları kendi ağzından anlatıyor.) zorla yaptırılan, ne olduğunu bile bilmedikleri ibadetler. Neden yaptıklarını bile bilmiyorlar. Ve yapmazsan ceza. Karşı gelirsen dayak. Babası, dine göre doğru olduğunu düşündüğü için Fatma'yı bebekliğinden beri böyle yetiştirmiş.
Kitapta bir başka mevzu, ( özellikle çok dikkatimi çekti.) "Senin canın dayak istiyor.", "seni dayaktan başka bir şey paklamaz." , " Onu öyle döver, öyle döverdim ki, hastanelik ederdim. Sonra da basardım tekmeyi." , " Bu yaptıklarına rağmen hâlâ daha çenesini dağıtmadın mı?" gibi sözlerden oldukça geçiyor. Bu sözler, sanki çok doğruymuş gibi anlatılmış kitapta. Çocuk onlar, kız çocukları. Zaten kitapta manken kızların namusları elden gitmiş gibi davranıyorlar, öldürülmesi gerektiğini düşünüyorlar. "Müslüman manken olmaz." düşüncesi dayatılıyor.
Bu baskılarla ve beyninin içindeki düşüncelerle baş başa kalan Fatma giderek daha çok mankenlere benzeyip dinden uzaklaşmaya başlıyor. Bu ne kadar kötü, tartışılır. Ama bu durum ailesiyle kavgalara sebep olur ve tüm suç Fatma'nın omuzlarına biner. Oysaki bunun tek sorumlusu anne,babası ve gittiği kurslarda gördüğü kötü muameledir. Kitapta bahsettiği gibi, yanlış çevre değil. Örnek oluyor falan filan hikaye. Fatma'nın annesi sürekli babasına kızar. "Bu kızı azıcık benim babam gibi dövseydin,böyle olmazdı." diyor. Ne kadar yanlış olduğunu isterseniz siz yorumlayın.
Sayfa 73 de son paragrafta "Hiçbirimiz dini güzel anlatmıyoruz çocuklarımıza, sevdirerek överek yaptırmıyoruz." demiş. Eh, bir bakıma doğru gibi geliyor ama bence hepsi yanlış. Herkes, çocukları veya gençleri bir tarafa çekmeye çalışıyor. Herkes, savunduğu şeyin birkaç güzel özelliğini alıp abartıyor,abartıyor. Sonra çocuk yanlış seçim yapmasını da ne yapsın. Ya çocuk diyorum. Tabii ki de çocuğa hangisi cazip gelirse oraya yönelir. O zaman evet, burada çocuğu kimse suçlayamaz. Burada doğru veya yanlış da yok zaten. Olay tamamen, göze hoş gelen ve gelmeyen bence.
Aslında bundan bahsetmeyecektim fakat engel olamadım kendime. Affedin. Kitap 2014 basım. Yani aslında o kadar eski bir kitap değil ve kitaptaki yazıma hataları ilkokul seviyesinde. Bu kadar olmaz dedirtiyor. Basım tarihi veya yayını ne olursa olsun böyle bariz hatalar olmamalı bence. Okurun göz zevkini geçtim, insanı böyle hatalara alıştırıyor ve "asıl konuya odaklanın" diyerek resmen yazım kuralları hiçe sayılıyor. Birkaç örnek vermek istiyorum.
"Kimbilir.", " onsekiz." , "tesbit etmek." , "birşey" , "birgün" , "söylüyemiyordu." , "herşey" , "filim." ,"mavfettin" , "afetmeyeceğim."
Ve size son bir şey, "Çağdaş olmak için her tarafımızı göstermek zorunda mıyız?"
Buraya kadar gelip okuduğunuz için teşekkür ederim.