Gönderi

308 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Perde Kapandi
Atsiz'dan ve onun eserlerinden bahsederken bence anlatının herhangi bir yerinde 'cesaret' kelimesini kullanmak kaçınılmazdır. Kendi dönemi, kendi duruşu bir yana, toplumun tüm zamanlarının ne düşüneceğini onemsemeksizin mutlak bir aşkın peşinde okuyucuya ulaşma veya kendini kabul ettirme çabası gutmeksizin koşuyor bu eserinde.. Hemde nasıl bir koşu! Kimi zaman geçmişi, kimi zaman anı sorgularken arı kovanına çomak sokmaktan korkmaksizin, toplumun değer yargılarına meydan okuyarak koşuyor. Kendisini, kendisi kabilinde tüm toplumu mutlak adaletin önünde, kıvırmadan, bunalmadan ve korkmadan yargılıyor. İnsan neyse odur, ne düşünmüşse odur kimden neyi saklayayim diyerek kendini yargilarken bile korkmadan ve olduğu kişi olarak yargilayabilmis. Atsız kendisine dürüst olabilmiş bir yazar ve bu eserinde biz bunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Aşkın yaşı, zamanı, boyutu, karakteri ve daha sayılabilecek onlarca sıfatının olmadığını aşkın aşk olduğunu, aşkın sifatlanmaya çalışildikça kendinden birşeyler yitirdiğini sert bir biçimde anlıyoruz bu eser ile. Onun bu duruşu belki de Türkiye de hiçbir zaman hak ettiği değere ulaşamamış olmasının sebebidir. Biz zaten onu kendi davasında bile yalnız kalmak kaygısını gutmeyeyip, kendi etrafında oluşan küçücük hizbi ile cesaretin büyük örneklerinden birisi olarak tanımıştik. Diğer eserlerinde ve yine bu eserinde Osmanlı'nın ve dönemin siyasetine karşı hiciv dolu bir dille yönelttiği oklarınin kuru sıkı beylik laflar olmadigini, yeteneğin verdiği güce dayanarak sırf kulağa tatlı geldiği için gerçek sayabileceğimiz aforizmalardan değil üstüne duusnulmus ve birer kaide niteligi taşıyabilecek yorumlar olduğunu, bu eserinde masaya kendisini ve aşkı yatiris biçimiyle öğrenmiş olduk. Atsız, bu ülkenin gördüğü sanatkarlar arasında kendisine dürüst olabilmiş yazarların arasındadır. Cesaretin ne olduğunu, yapmak istenilen eylemin insanın beynini tirmalarcasina rahatsız etmediği ve ne pahaisna olursa olsun yapılmak istenenin peşinden gitmedikce istenmiş sayılmaması gerektiğini bize 'Ruh Adam' ile öğretiyor. Hayatında dinginliğe ulaşmış ve belki ununu elemis elegini aşmış bir adam bile olsa, yeni yetme bir aşkın karşısında bir hiç oldugunu, bunun ihtiras ve arzularla alakası olmadığını, bazen yalnislzcs olacak olanın olduğunu ve bazı şeylerin bizden büyük olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Atsız, şüphesiz ki beni farklı bir adam yaptı. Şüphem yok ki okuyan herkesi -zoraki bir okuma olsa bile- farklı bir insan yapacaktir. Harcanilan her dakikasına değen, bitirdikten sonra bir süre daha etkisinden kurtulamayacaginiz, ahlakın, siyasetin, zamanın okuyan herkes için yeniden sekillenecegi kıymeti populeritiden bağımsız ve belki de öylece kalmasını asla popüler olmamasını onun bana kattığı değerlerle daha özel hissettiğim için isteyebileceğim bir eser. Yine de bencilliği bir kenara bırakıp ve haddim olmayarak her insanın kendi bagnazligini bir nebze yirtabilmesi için okuması gerektiğini söyleyebilecegim bir eser. Saygıyla Hüseyin Nihal abi, var ol...
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927,1bin okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.