Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
186 günde okudu
Film Önerisi Vermek ya da Vermemek... İşte Bütün Mesele Bu
Hayatımda en sevdiğim filmler hakkında YouTube'da hazırladığım film önerileri içeriğimi izlemek için bu linke tıklayabilirsiniz: ytbe.one/MPU3_1N9gmo İster Tarkovski, Kubrick, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan diyen bir Entel Feridun olun, isterseniz de canınız sıkıldığında arkadaşınızla sürekli durdurup üstüne tartışabileceğiniz sahnelerle dolu filmler keşfetmek isteyen birisi olun. Bu kitapta sinemanın doğuşundan şimdisine kadar neredeyse her şey var! Bu incelemeye özel olarak şöyle bir şey yapacağız, 1000kitap'ta genelde kitaplar hakkında konuşuyoruz elbette ama maalesef filmler ve sinema pek ön planda olamıyor. O yüzden bu incelemeye yorum yazan arkadaşlar bana en sevdiği filmlerden 1-2 adet film önerirse ben de yorum yazan arkadaşlara 1 adet en sevdiğim filmlerden önereceğim. Böylelikle sinema konuşmaya çok zaman ayıramadığımız bu sitede en azından bir inceleme içerisinde pek çok farklı kişisel zevkten güzel filmin toplanmasını sağlayabiliriz. Şimdi gelelim bir ortamda sinema konusu açıldığında şekil gözükmenizi sağlayacak bazı püf noktalarına... Öncelikle 1895 yılındaki Fransız Lumiere biraderlerin 46 saniyelik kısa filmi olan "Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler" filminin tarih boyunca çekilen ilk sinema filmi olduğunu bilirseniz belki de bir gün Kim Milyoner Olmak İster'e katılıp bu şekilde bir soru çıktığında Kenan İmirzalıoğlu'nun ezici bakışlarına maruz kalmaktansa hiç joker harcamayıp doğru cevabı verebilirsiniz, benden söylemesi. Aslında incelemenin gelişme kısmına geçmeden itiraf etmem gereken bir nokta var ki, o da şu... Genellikle kitapları anlama ve içlerindeki alt metinleri çözümleme konusunda nispeten iyi sayılsam da konu filmlere geldiğinde filmlerin içindeki alt metinleri anlama kısmında tam bir algılama özürlüsü oluyorum. Size bu konudaki bir anımı anlatmak isterim. Stanley Kubrick'in Jack Nicholson başrollüğündeki The Shining filmini izliyorum ve Nicholson'ın canlandırdığı Jack Torrance adlı beyefendi, filmdeki otelin zemin katındaki duvarda bulunan bir desene karşı top fırlatıp duruyor. Gayet normal bir sahne değil mi? Yani bir insan bir duvara karşı top fırlatabilir, gerçekte olsa bunda herhangi bir alt metin düşünmeyiz. Ama iş sinemaya gelince öyle olmuyor kardeşim. Çünkü Kubrick denen adamın öyle bir mükemmeliyetçi sinema anlayışı var ki, Nicholson'ın orada duvara attığı top ve duvardaki kızılderilileri hatırlatabilecek bir desen, Amerikalıların kızılderililere tarihte yaptığı zulmü anlatıyormuş. "Abi ben anamın karnından doğma bilgilerle bu sahneyi nasıl anlamlandırabilirdim ki?" diye soracak olursanız, zaten sinema tarihine büyük etki etmiş olan Kubrick, Tarkovski, Bergman, Lynch gibi yönetmenler de tamamen bizi etkileri altına almak ve sinemanın kronolojisine büyük dokunuşlar bırakmak için filmlerini çekmiş yönetmenlerdir. Peki, bu kitapta ne bulacaksınız? Bu kitabı okumadan önce sinema konusunda neredeyse körkütük cahil birisi olmama rağmen 186 gün boyunca başından sonuna kadar pürdikkat okuduğum ve maalesef ki fiyat olarak da aşırı tuzlu bu kitap sizi onlarca yönetmen ve hatta yüzlerce filmle tanıştıracaktır. Elbette bunlar genellikle pek çok sinefil tarafından bilinen ve çoğunluğu popüler olan filmler gibi de gelecektir bazılarına. Fakat içeriğindeki görseller, sinema tarihinin değişen sinema teknikleri, çekim açılarının yönetmenlerle birlikte evrimleşmesi ve çeşitlenmesi, yönetmen inisiyatifleri, farklı türlerdeki film önerileri gibi pek çok konu, eminim ki en tutkulu sinefilin bile ilgisini çekecek yöndedir. İncelemeyi tamamlamadan size hayatımda en sevdiğim ilk 2 filmi önermek istiyorum. Bunlardan ilki Jacques Tati'den Play Time filmi ve Frank Capra'dan Şahane Hayat filmi. İlk filmde birey olarak bizlerin mekanlarla olan ilişkilerini bir olay örgüsü kaygısı olmaksızın görebiliyor olacaksınız. İkinci önerdiğim filmde ise yaşadığımız onlarca dert ve sıkıntıdan sonra "Hiç doğmasaydım daha iyi olurdu." gibi bir düşünceyle tamamen karamsar olan bir adamın hayatının nasıl değiştiğini izleyeceksiniz. "Yaptıklarımız veya yapmak istediklerimizle yargılanmıyoruz. Eseri bir bütün olarak anlamak istemeyen, hatta ona bakmak bile istemeyen insanlar tarafından yargılanıyoruz. Onun yerine yaptıkları şey tekil parçaları ve ayrıntıları yalıtıp onlara sıkıca tutunmak ve onlarda özel, ana bir nokta olduğunu kanıtlamaya çalışmak. Bu delilik." diyen Tarkovski ile birlikte insanlara parçacıl olarak değil bir bütün olarak bakmayı öğreneceksiniz. Onunla birlikte iz sürmeyi, elbette daha sonrasında da kendi benliğinizin izini sürmeyi, bilincinizin karanlık sokaklarında bir fener aramanın ihtimallerini öğreneceksiniz. Eserleri bir bütün olarak değerlendirmek isteyip belki de kendinizin bütününe dair bir şeylerin artık değişmesi gerektiğinin farkına varacaksınız... Hem zaten Polonyalı film yönetmeni Krzysztof Kieślowski'nin de dediği gibi "Sinema hiçbir şeyi değiştiremez; ama insanların birçok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır." diyemez miyiz? Bizler pek çok filmi çok rahat bir şekilde izleyebilme olanağına sahibiz. Bu şekilde hayattaki davranışlarımızı, bakış açılarımızı ve yönelimlerimizi belirleyip yönetmenlerin tercihlerinden kendimize bir şeyler kapabiliyoruz. Oysaki mesela Shakespeare hayatında hiçbir zaman Dostoyevski'yi okuma şansına ulaşamadı. Dostoyevski 1881'de öldüğü için hayatında 1 tane bile film izleyemedi. Biz ise bizden önce yazılan bütün kitapları okuma ve çekilen bütün filmleri izleme şansına sahibiz. Kültür hafızamız açısından bu kadar imkana ulaşabilecek haldeyken onlardan daha çok çabalamamız gerekmiyor mu sizce de? İncelememin başında dediğim gibi, yorum yazan arkadaşlar bana en sevdiği filmlerden 1-2 adet film önerse de önermese de onlara her türlü 1 adet en sevdiğim filmlerden önereceğim. Hadi bakalım, biraz nitelikli filme boğalım bu siteyi!
Sinema Kitabı
Sinema KitabıKolektif · Alfa Yayıncılık · 2016130 okunma
··
4.882 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Arkadaşlar bu arada 1000kitap'ın film yorumlanan, izlediğimiz filmleri kaydettiğimiz versiyonunu arıyorsanız uzun zamandır Letterboxd sitesini kullanıyorum ve çok memnunum. Site İngilizce ama kullanımı ve arayüzü kolay. Eğer siz de izlediğiniz filmleri yorumlamak, film önerileri almak ve başka insanların profillerindeki sinema yorumlarını okumak istiyorsanız Letterboxd'de beni bulabilirsiniz: letterboxd.com/filmintheblanks
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Arkadaşlar şimdi YouTube'da bir canlı yayınım var, önerilerinize ve yorumlarınıza yayından sonra mutlaka bakıp ben de sevdiğim filmlerden önereceğim. Sizi seviyorum öptüm
tersbakiye okurunun profil resmi
Tanrı Kent (2002) Full Metal Jacket (1987) New York Yanılsamaları (2008) Soraya’yı Taşlamak (2008) Bence dördü de kitap gibi film
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
İlk ikisini izledim ve çok severim. Diğer dediklerinizi de izleyeceklerime ekliyorum Letterboxd'de. Teşekkür ederim:) Film önerim: - Charlie Chaplin, Şehir Işıkları
ghost okurunun profil resmi
film kültürüm hiç olmasa da izlediğimden beri favorlerim the game (1997) ve 12 angry men
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
The Game'i izlememiştim bak, o yüzden onu izleyeceklerime attım. Fincher'ın Bergman'dan etkilendiğini ve bazı filmlerindeki bilinçaltı temalarında onun sinematografisinden esinlendiğini duymuştum. O yüzden diğer yazdığın önerilere de bakacağım mutlaka. Değerli önerilerin için teşekkürler:) Film önerim: - Wolfgang Petersen, Das Boot
Fëanor okurunun profil resmi
Emeğine sağlık, çok kaliteli bir inceleme olmuş. Ben de zaten kitabı almayı düşünüyordum, tam üstüne geldi. :) Benim film önerilerim (muhtemelen izlemişsindir) Esaretin Bedeli (1994), Baba serisi (3. filmi iyi değil ama, yine de muhteşem bir seri), Kara Şövalye (2008) ve Goodfellas (1990) Bunlar en sevdiklerimden. Ben buraya bi' IMDB top 250 bırakayım, belki birine yardımım dokunur: imdb.com/chart/top?pf_rd... Önerini bekliyorum. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Evet, hepsini izledim o filmlerin. Hepsi de ayrı ayrı güzeller Feanor. Sadece Marvel ve yapımlarıyla pek bir ilgim yok. Bazılarının da IMDB'deki yerlerini biraz abartılmış buluyorum demem gerek. :) Değerli önerilerin ve yorumun için çok teşekkürler. Film önerim: - Bu ay okuma grubunda 1984 ve Cesur Yeni Dünya kitaplarıyla birlikte muhtemelen Lanthimos'un The Lobster filmini karşılaştırmalı edebiyat-sinema analizi şeklinde yorumlarız. O yüzden The Lobster izlemelisin kitapları okuduktan sonra bence. :)
1 sonraki yanıtı göster
bali okurunun profil resmi
İzlemişsinizdir ama yine de yazayım. - Prestige (Nolan) Gerçekten defalarca izlenmeyi hak eden nadir filmlerden.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Henüz izlemedim. Gidip biraz utanayım. :) Ama en kısa zamanda izleyeceğim, çok teşekkürler. Film önerim: - Peter Weir, Picnic at the Hanging Rock
1 sonraki yanıtı göster
sevim okurunun profil resmi
*Forrest Gump *Detachment(biraz absurd sahneler olsa da verilmek istenen mesaj bağlamında kaliteli bir film)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Detachment’ı biri daha önerdi mutlaka izleyeceğim. Forrest Gump zaten en efsanelerden. Değerli önerileriniz için teşekkür ederim. ✌🏻 Film önerim: - Fritz Lang, Metropolis
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu ay 1984 ve Cesur Yeni Dünya kitaplarıyla birlikte The Lobster filmini de izleyip yorumlayacağız. Karşılaştırmalı edebiyat-sinema analizi yapacağız. Lobster bu bakımdan içerdiği distopik alt metinlerle benim açımdan da önemli bir film. Yorumunuz için teşekkürler. Film önerim: - Steven Spielberg, War of the Worlds
Emre Taştankaya okurunun profil resmi
- İnception (Başlangıç) - Truman Show - Cast Away (Yeni Hayat) - Yıldızlararası (İnterstellar)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çok iyi filmler önermişsin Emre, teşekkür ederim. Hepsi ayrı ayrı güzel ve bu yorumu gören herkesin de izlemesini tavsiye ettiğim filmler. Film önerim: - Down by Law, Jim Jarmusch
2 sonraki yanıtı göster
camus okurunun profil resmi
Pulp Fiction - Tarantino Güneşin Oğlu - Onur Ünlü Nostalji - Tarkovski Detachment -Tony Kaye
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Pulp Fiction ve Nostalghia'yı izledim, üstüne saatlerce konuşulur cidden bu ikisinin. Diğerlerini de mutlaka izleyeceklerime ekliyorum.:) Çok teşekkürler. Film önerim: - Jacques Tati, Amcam
1 sonraki yanıtı göster
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.