Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Alice Miller (12 Ocak 1923), psikolog ve yazar, fiziksel istismar, duygusal istismar ve çocuk cinsel istismarı üzerinde yaptığı çalışmalar ile dikkat çekmiştir. Çocuk eğitiminde zor kullanmanın yetişkinlikteki yaşam ve toplum üzerindeki etkilerini ele alan kitaplar yayımlamıştır. Bu kitaplardan biri de “Yetenekli Çocuğun Dramı”dır. Kitabın isminden genel ya da özel yeteneğe sahip çocukların yaşadığı sıkıntıların anlatıldığı fikri uyansa da aslında burada bahsedilen yetenek: Ebeveynlerin ellerindeki testere ile çocuğun kabul edilmeyen yönlerini budayarak çocuğu, toplum ormanında sırıtmayacak düzlükte bir fidana çevirirken çocuğun bu budanmaya ses çıkarmadan uyum sağlayıp kendi duygu düşüncelerini bastırması, ebeveynlerinin sevgisini kazanmak için gerekli koşulları sağlamaya çalışması, terbiyeli ve uslu bir çocuk olabilme yeteneğini kazanması kastediliyor. Her bastırmanın uygun ortam bulduğunda taşkın bir şekilde su yüzüne çıkması gibi, çocukken ebeveynleri tarafından baskılanan çocuklar kendi yetişkinlik durumunda aynı muameleyi kendi çocuklarına uygulayarak bir telafi içerisine girmektedir. “Her insanın derininde kendinden az çok gizlediği, içinde çocukluk dramının aksesuarlarının bulunduğu bir arka odası vardır. Kimseyi sokmadığı bu gizli odasına mutlaka girecek olanlar yalnız kendi çocuklarıdır. İnsan çocuk sahibi olunca odaya hareket gelir, hazırlık başlar; çünkü dramın devamı için gerekli ortam sağlanmıştır. Fakat çocuk bu dramda oynayacağı rolu ve kullanacağı aksesuarları seçmekte özgür değildir, çünkü rolü zaten yaşama getirilirken belirlenmiştir ve yer aldığı “oyunla” ilgili anılarını da yetişkinlik yaşamına taşıyamayacaktır. Rolünün ne olduğunu belki ancak daha sonra, terapide sorununa çare ararken öğrenebilir.” (s. 36) Bu alıntıdan da anlaşılacağı gibi kuşaktan kuşağa aktarılan bu davranış örüntülerinin anlaşılıp değiştirilebilmesi için kendi çocukluk öykümüzü kavrayabilmek, daha önce budanmış duygularımızı keşfedip yaşayabilmemiz gerekmektedir. Fakat çocukluk öykümüzü anlamamızın önünde bir engel vardır; o da çocukluğa dair yanılsamalarımız. Yanılsamalarımızın başında çocukluk yaşantılarını idealize etmek gelir. Çocukluk yıllarına uğranılan kötü muamele ve ilk yaş travmaları ile yüzleşerek mutlu çocukluk geçirmiş olma yanılsamasından kurtulmuş ve yas tutma yeteneği kazanmış oluruz. Alice Miller çarpıcı düşünceleri ile bizlerde şaşkınlık yaratmasına ve yadsımaya neden olabilir. Çünkü birçok kültürde tabu olan “iyi anne-baba ve özlem duyulan çocukluk anıları”gibi konulara ilişkin inançlarımıza çomak sokmaktadır. Fakat yazarımız kendi yaşantıları ve savunduğu fikirler ile adeta kendini doğrulamaktadır. Evet, Alice Miller de ilk çocukluk travmalarına sahip ve bir psikoterapist olarak kendi oğlu Martin’e de çocukluk travmaları yaşatmıştır. Miller’in bahsettiği çocukluk yaşantılarının kendi çocukları ile tekrar yaşanması ve telafi edilmeye çalışılması kendi özel yaşantısında da bir anne olarak içine düştüğü çıkmazlardan biridir. Yani Miller de bizler gibidir. Okuduğunuza pişman olmayacağınız bu eser sizi bir süre bir kıymık gibi rahatsız edecektir .Hazırlıklı olun.
Yetenekli Çocuğun Dramı
Yetenekli Çocuğun DramıAlice Miller · Profil Yayıncılık · 20213,075 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.