Gönderi

480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplığımda yeni bir kitap yoksa eğer gözüme kestirdiğim bir eseri ikinciye, üçüncüye dönüp tekrar okumayı severim. İnanın kurguyu bilip tekrar okuduğunuzda gözden kaçırdığınız çok fazla detay olduğunu fark ediyorsunuz. Aralara serpiştirilen ve dikkatli bir gözle incelediğinizde fark edilen detaylar sonrası ise yazara hayranlık duymadan edemiyorsunuz. İşte yine böyle kitaplığı kurcaladığım bir gün karşıma Senden Önce Ben çıktı. Bir şans vermenin zararı olmaz diyerek alıp okumaya başladım ve Jojo Moyes... Ah o yazar, kalbimi bin parçaya ayırdı. Gece evde herkes uyurken son sayfaları hıçkırır bir vaziyette ağlayarak okudum. Uzun bir süre de Lou ve Will aklımdan çıkmadı. Biliyorum eski bir eser ve filmi bile çekildi. Yine de burada rafımdaki nadide eserleri inceliyoruz öyle değil mi? *-* Film demişken, kesinlikle ve bence kitabı güzel yansıtmıştı. Emila Clark, Lou karakterine ve cıvıltısına cuk diye oturmuştu. Bir posta da orada ağladığım için sanırım sulu göz biri olduğumu kabul etmeliyim. Gelelim incelemeye. Bundan sonrası spoiler içerebilir. ** ** Louisa Clark isimli, müthiş bir cevheri olan kızımız küçük bir kasabada ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Sporla kafayı bozmuş bir erkek arkadaşı ve kendi çapında sevimli olan bir kafede garsonluk yaptığı bir de işi vardır. Her şey olması gerektiği gibidir; Lou mutlu olduğunu ve elindekilerin ona yettiğini düşünür. Ve bir gün iş yerinden çıkartılmak zorunda kaldığında bocalar, bir süre iş bulmaya çalışır ama ya o iş için yetersizdir ya da söz konusu iş hoşuna gitmez. En nihayetinde o kasabanın en zenginleri olan Traynorların yatalak hastasıyla ilgilenme işini kabul eder. Yatalak ve hasta... Lou bu kişinin yaşlı olduğunu düşünür ama karşılaştığı kişi yakışıklı Will Traynor olur. Olaylar da bundan sonra hız kesmeden başlar. Sevdiğim kısımlar: -Lou'nun renkli kişiliği. Müthişti. Bal arısı desenli çoraba düşkünlüğü ve çılgın moda anlayışı ile birlikte mizahı beni okurken oldukça eğlendirdi. Kazadan sonra hayata küsen Will'i gerçek Will'e, yaşamayı seven adama tekrar döndüren de Lou'nun bu kendine has karakteriydi kesinlikle. -Hayatta ne kadar önlem alırsak alalım önüne geçemeyeceğimiz bazı şeyler olduğunu gösterdi bana. Will Traynor... Adrenalin tutkunu biri ve asla yerinde durmaz. Motosiklet sürmeye düşkündür ama yağmurlu bir havada sürmeyecek kadar da aklı başındadır. Yine de boynundan aşağısını felç bırakan kaza, aynı yağmurlu havada motosiklet süren başka biri yüzünden gerçekleşir. Ne trajik... Kitabın en başında geçen bu kısım beni derinden etkilemiş ve bir anda kitaba bağlamıştı. -Yazar duyguları çok kuvvetli yansıtıyor, hayran olmamak elde değil. Gülebiliyor, kızabiliyor ve hatta hıçkırarak ağlıyorsunuz. Bu yetenek değil de nedir. -Lou ve Will'in arasındaki kuvvetli bağ, aşk ya da sevgi, her neyse o işte; kitap boyunca okuyana hep bir umut aşılıyor. Will'in değişimini okuyor ve Lou ile birlikteyken her şeyin üstesinden geleceğine inanıyorsunuz. Lou da değişiyor; artık kabuğundan sıyrılıyor ve içindeki cevheri saklama gereği duymuyor. Bu ilişki ikisine de çok iyi geliyor diyorsunuz ve yazar bir anda tüm bu duyguları silip süpürüyor. Sevmediğim Kısımlar: -Will'in hayatına son verme isteğinden vazgeçmemiş olması. İsyan ettiren bir kısım ve neden diye soruyorsunuz sürekli. Lou ile her şey çok farklı olacaktı. Sonra düşününce; tüm hayatı boyunca asla yerinde durmamış, aktif ve ekstrem sporlardan hoşlanan, adrenalin tutkunu bir insanı kalan yaşamı boyunca bir yatağa mahkum etmek hiç de adil görünmüyor. Tam da Louisa'nın hissettiklerini yaşıyor okur aslında. Kızgınlık, öfke ve en sonunda idrak haliyle gelen anlayış. Sevmedim dediğim kısım aslında beni en çok etkileyen ve düşündüren yerdi. Yaşadığımız her şey iyi ya da kötü bize mutlaka bir şey katar.
Senden Önce Ben
Senden Önce BenJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 201329,4bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.