Gönderi

6 Eylül 2020 Pazar Allah'ı Sevenler İçin Ölüm Korkusu Yokdur
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki : Receb, Şaban, Ramazan, Bayram derken, bu kaleleri, bu akabeleri, bu ayları atlatdık ve bayram haftasında bulunuyoruz. Tabii düşünenler için ve akılları başlarında olup da, gözlerinde ibret almak nasîbi olanlar için, bunlarda büyük ibretler vardır. Nasıl ki böyle serîan gelip geçdiyse hayâtımız, Receb, Şaban, Ramazan, Bayram derken, hayât da bu şekilde geçmekdedir. Yani çocukluk, gençlik dinçlik, ihtiyarlık derken, bir de bakıyorsun birgün kapıya cansız at gelip dayanıyor, cansız at, cansız binek. Biliyorsun ne olduğunu değil mi cansız bineğin? O binek ki sevgilileri birbirinden ayırır, çocukları yetîm bırakır, sevgili âileleri dul kılar, sevdiğimiz malları sevmediklerimize teslîm eder, o cansız at. Ona teneşir derler, tabut derler. Tabii Allah'a îmân eden ve Cenâb-ı Hakk'ı seven ve Allah yolunda bulunan kişiler için, bu ölümden korkmak yokdur. Çünkü mü'minler için ölüm bâbında yani ölümde vuslat-ı cemâl vardır, Allah'a mülâkât vardır, Allah'a kavuşma vardır. İşte bayram o vakitdir. Allah rızâsını kazandın, cennet yollarına düşdün mü, Hazret-i Muhammed sallallahu aleyhi vesellem sana ümmetim dedi mi, işte o vakit bayramı yapdın demekdir. Korkanlar ve korkmaları lâzım olanlar, hakîkaten Allah'ı bilmeyenler, Allah'ı bilip de Allah'a âsî olanlar, Peygamber'e itâat etmeyenler, Kur`ân-ı Kerîm'e bağlanmayanlar, onlar korksunlar, onlar ağlasınlar. Ağlayamazlarsa niçin ağlayamıyoruz diye ağlasınlar. "Bizde ağlamak hissi, insanlık hissimiz yok mu oldu?" diye ağlayamadıklarına ağlasınlar. Ramazanları makbûl olan kişiler, Ramazan'da evvel câmiye geldikleri gibi Ramazan'dan sonra da câmiye gelmeye başladılar. Bu adamlar Ramazanları kabûl olan kişilerdir. Ramazan'dan evvel câmiye geliyordun yâhud gelmiyordun, Ramazan'da câmiye geldin ve Ramazan'dan sonra da câmiye gelmeyi, Allah huzûruna çıkmayı devâm etdiriyorsun. Bil ki Ramazan'ın kabûl oldu, Allah'ın dostları arasına girdin. Müjde veriyorum sana. Ramazan'dan evvel gene geliyordun, Allah'ın sevgilisiydin, Ramazan'da sevgi bir daha artdı, şimdi gene âşıklar yolunda devâm ediyorsun. Yakın bir zamanda işte o korkulu gelici olan geldiği vakit, senin için korku yok. Bırakdıklarına, geriye bırakdıklarına da nedâmet etmek yok. "Eyvâh! Mallarım kaldı evlâdım kaldı" demen de yok. Ne gitdiğin yerden korku, ne bırakdıklarına mahzûniyyetin var. İşte bunlar, mü'minler, Allah'ın dostları, Allah'ın sevgilileri, Allah sevgililerine bu müjdeyi vermekde. Esteîzübillah. "اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ elâ inne evliyâallah lâ havfün aleyhim velâhüm yahzenûn". Âgâh olunuz Allah'ın dostları, Allah'ı sevenler! Sizin için korku yok, gitdiğiniz yerden. Teker teker gidiyorsun, görmüyor musun, birer birer gidiyor. Ama kâfir gitdiği vakit, âsî gittiği vakit, daha kabrin başına varır varmaz, melekler kendisiyle alay edecekler. Hizmetçileri varmış, adamları varmış, kendine hizmet eden taraftarları varmış, tâifesi varmış, işte böyle bir zâlim tek başına kabre gittiği vakit diyecekler ki, "Yalnız mı geldin? Hani arkadaşların? Dünyâ benim zannediyordun, ordularım var diyordun, adamlarım var diyordun, silahşörlerim var diyordun, muhâfızlarım var diyordun, yalnız mı geldin? Gel bakalım buraya! "ذُقْ إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ zuk inneke entel azîzül kerîm". Tat bakalım şimdi Allah'ın azâbını! Sen büyük adamsın sen!" İşte böyle alay edecekler. Efendiler! Bu konuşduğum sözler size alay gelmesin, şaka da gelmesin, yalan da gelmesin! Vallâhi böyle olacak, billâhi böyle olacak! Çünkü Kur`ân-ı Kerîm böyle söylüyor, muhbir-i sâdık Hazret-i Muhammed Mustafâ, sallallahu aleyhi vesellem, böyle haber veriyor. Ne malın, ne paran, ne kasan, ne kesen, ne evlâdın, ne kisbetdiğin, hiç bir şey sana fayda ve menfaat vermez ancak kalbinde Allah muhabbeti, Allah aşkı, Muhammed muhabbeti, Muhammed aşkı varsa kurtuldun demekdir. Böyleleri için ne bırakdıklarına mahzûniyyet var, ne de gitdikleri yerden korku vardır. Sana âgûş-i Muhammedî açılacakdır. Yedi iklîm elinde olsa bin yıl Sonucu elde kalır bir avuç yel Dün ol mâl-ı cihâna doymayan göz Bugün kaldı gözünde bir avuç toz Hakk kulluğudur 'ârife câh-ı rıf'at Bâkî heves ü hayret ü zill ü mihnet Encâm hisâb ile 'azâb olmuş iken Hâşâ ki ola devlet-i dünyâ devlet
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.