“Özgür kalmak için yeteri kadar istekliysen karşındakiler kim olabilir, kötü kalpli deliler yalnızca!” Merhaba, Zweig’in hayatı hakkında yazmayacağım. Zaten onu bir çoğunuz okumuştur. Benim de kütüphanemde kaçıncı kitabı oldu Mecburiyet, inanın bilmiyorum. Zweig gerçekten, insan duygularını, gelgitlerini, harika bir üslup ile anlatan bir yazar. Mecburiyet’i okuduğunuzda onun üslubunu çok seveceksiniz ancak anlatılan konu aynı olmamakla birlikte Amok Koşucusu veya Korku ya da Satranç gibi mini romanlarında yaşattığı, duyguların, insan yaşamındaki etkisinin ifade edilişi, derin düşünceler ve içinden çıkılmaz sorularla sizi baş başa bırakacak. Mecburiyet; vatan sevginizi, savaşa karşı düşüncelerinizi, insanın kendi eliyle kurduğu dünyada yine kendini nasıl bir kapana sıkıştırdığını anlatıyor size. Bu cümle kadar kısa olmasa da kısa bir hikaye ama vurucu soruların eşliğinde. Gerçekten savaş neden var? Ya da gerçekten vatan dediğimiz sadakatle bağlı olduğumuz bu inanış aslında gerçek mi? Ya da kime göre gerçek ya da değil… Zihninizde insana dair, insan olmaya ve kalmaya dair tüm bilgilerinizi sıfırlayın ve sonra bu kitabı okuyun. Daha sonra bunca anlam yüklenen bağnazlık derecesindeki tüm inanışlarınızı yeniden düşünün. Aslında gerçekten böyle mi ya da böyle mi olmalı? Veya bir başka yolu var mı? Zweig kitaplarının inceliğine bakıp okunacak bir yazar değil. İnsan duygu ve düşüncelerini seçtiği konu üzerinden vurucu bir hikaye ile ama harika üslupla anlatan bir yazar. Onu okurken hem yazdığı hem de yazdıklarının alt metinlerini anlamak size keyif verirken belki Aslan gibi biraz suratınız ekşiyebilir. Bunu unutmayın ve Zweig okuyun. Kitap okuyun. İnsan doğduk belki kitaplar sayesinde insan kalmayı başarabiliriz. Sevgiler…

MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,6bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Huri Demirci