Gönderi

Maraş katliamı 19 Aralık Salı akşamı, Maraş'ta ülkücülerin "Güneş Ne Zaman Doğacak" adlı antikomünist bir filmi izledikleri Çiçek Sineması'nda tahrip gücü düşük bir bomba patlatılır. Patlamanın hemen ardından 200 kişilik bir grup, "Komünistler ve Aleviler sinemaya bomba attı," diyerek şehirdeki CHP ve TÖB-DER binalarına saldırı düzenler. İki gün sonra, 21 Aralık'ta, TÖB-DER üyesi iki öğretmen okul çıkışı ülkücüler tarafından öldürülür ve bütün şehre, "Komünistler öğretmenlerin intikamını almak için yarın Ulu Cami' deki Cuma namazına saldıracaklar," haberi yayılır. Cuma günü, yani 22 Aralık'ta, Bağlarbaşı Camii imamı Mustafa Yıldız cuma vaazında cemaate şöyle seslenir: "Oruç tutmak namaz kılmakla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır; bütün din kardeşlerimiz hükümete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır; çevremizde bulunan Alevileri ve CHP'li Sünni imansızları temizleyeceğiz." TÖB-DER'li iki öğretmenin cenazesi camiye götürülürken ülkücüler cenazedeki kitleye ve sonrasında da Kıbrıs Caddesi üzerindeki solculara ve Alevilere ait işyerlerine saldırırlar, bu saldırılara verilen karşılık neticesinde üç ülkücü ölür, akşama doğru ise olaylar durulur. 23 Aralık günü belediyeye ait hoparlörlerden "Kızıllar üç kardeşimizi şehit etti. Cenazeleri almak için hastane önünde buluşalım'', "Kızıllar kentimizi bastı" şeklinde anonslar yapılır ve Alevi mahallelerine çok yakın bir yerde bulunan devlet hastanesinin önünde kalabalık bir kitlenin toplanması sağlanır. Bu kalabalık "Aleviler suya zehir kattı", "Alevi mahallelerinde camiler yakılıyor" sözleriyle tahrik edilir ve Yörükselim, Yenimahalle, Serintepe, Mağaralı, Karamaraş gibi Alevi mahallelerine yönelik saldırı başlar. Saldırılar esnasında CHP, TİP, TKP, TÖB-DER, POL-DER binalarının ve Sağlık Müdürlüğü'nün de aralarında bulunduğu 210 ev ve 70 işyeri yakılıp yıkılır, 111k işi hayatını kaybeder, yüzlerce kişi yaralanır. Katliam sonrası Maraş'taki Alevi halkın %80'i başka illere göç eder ve Ecevit hükümeti MHP'nin uzun süredir ilan edilmesi için ısrar ettiği sıkıyönetimi ilan etmeye mecbur kalır. 1978 yılı içerisinde örneklerini Ankara Tepecik'te ve sonrasında da Balgat'ta, yani solcuların güçlü olduğu yerlerde gördüğümüz otobüs ve kahve tarama gibi eylemlere de sıkça başvurulmuş ve yılın bütününe yayılan şiddet dalgası sonrası MHP ve Ülkücü Hareket istediği şeyi, yani sıkıyönetimi ilan ettirmeyi başarmıştır.
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.