“Eski rejimin komünizmle mücadele adına önünü açtığı Ülkücü Hareket ve siyasal İslam, rejim değişikliği konjonktüründe buluşup ortaklaşmış, rejimi değiştirmiş, Türk-İslam sentezini resmi olarak iktidara getirmiş ve devlet aygıtını ele geçirmiştir. Bu süreçte "devlet kurtarılmış", yani komünizm tehdidi bertaraf edilmiştir ama devletin sahipleri değişmiştir. Devlet kurtarılmış ama Cumhuriyet, yani kurucu ideoloji, kurucu felsefe yıkılmıştır. Devleti kurtarmak için ülkücülere ve İslamcılara yol verenler devleti kurtarmışlardır ama devletin sahibi olmaktan çıkmışlardır. Devlet kurtulmuştur ama üst ilkesi, kurucu ideolojisi, egemenliği kavrayış biçimi, devlet-toplum ilişkilerine bakışı farklı, yeni bir devlet kurulmuştur. Soğuk Savaş'ın, antikomünizmin ve dolayısıyla yakın Türkiye tarihinin tek cümlelik özeti belki de budur: "Kurtarılmış bir devlet, yıkılmış bir Cumhuriyet." Okuyup bitirdiğiniz bu kitap, Ülkücü Hareket'in bu kurtarma ve yıkım sürecindeki rolünü gösterebilme amacıyla ya zılmıştır, amacına ulaşıp ulaşamayacağını ise okurların takdiri ve zaman gösterecektir.”