Bunca yayma ve çalışmaya karşın, Orhan Kemal, para sorununu bir türlü çözemez. Geçim sıkıntısı 1963 yılında artar. 11 Mart 1963 günlü bir mektubunda bu durumdan yakınır:
« ...Bu satırları sabahın beşinde, buz gibi odamda yazıyorum. Ne odun, ne kömür, ne de hemen odun kömür alacak para var.. Borç, borç, borç.. Tek iş yok. Ne film senaryosu, ne de roman teklifi.. Bu hiç de layık olmadığım yoksul hayata ne zamana kadar, niçin tahammül edeceğimi bilmiyorum. Gelecek günler hiç de ümit verici değil..» (23).
7 Ağustos tarihli mektubundan anlaşıldığına göre, durum daha da kötüleşmiştir :
<< ...İki buzdolabı alıp yarı fiyatlarına satarak dört aylık ev kirası borcumla, uçan kuşlara olan borçlarımı temizledim. Yani yüzde yüz faizle borçlanıp, bütün borçlarımı koordine ettim gibi bir şey. . . Ne sinema, ne de gazetelerde roman üzerine iş. Durum bombok. Türkiye'den hicreti bile düşünüyorum. Dünyanın hiçbir tutunmuş romancısı, dünyanın hiçbir yerinde bu vaziyete düşmez. Düşerse hapse düşer, yoksa işsiz kalmaz, bırakılmaz...»