Kölelik bir üretim ilişkisi ya da başlı başına bir üretim ilişkisi olmadı.Farklı köleler, aşağı konumlarının ortaklığında, ekonomi de, toplumda, hatta siyaset ve kültürde en farklı rolleri oynamaktadırlar: Aralarından küçük bir bölümü, özgür insanların çoğundan çok daha zengin ya da güçlüdür. Bunda etnik kökenlerinin hiç bir etkisi yoktur; yenilmiş halkların köleleştiriesi ve imparatorluğun sınırlarındaki insan ticareti, köle emek-gücünün ancak küçük bir kısmını sağlıyordu: köleler temelde, köle sürüsünün üremesi, terk edilen çocuklar ve özgür insanların köle olarak sahlmasıyla çoğalıyorlardı. Babası kim olursa olsun, kadın bir köleden doğan çocuklar, lıpkı çoğalan sürüleri gibi efendinin malıydilar; efendi, onları yetiştirmeye ya da tersine, onları sokağa bırakmaya hatta bizim kedi yavrularına yaphğımız gibi suda boğmaya karar verir. Bir Yunan romanı, metreslik de yapan bir kadın kölenin, efendisi ve aşığından beklediği çocuğun, belki de onun tarafından öldürüleceği düşüncesiyle titrerken yaşadığı heyecanlan anlatır; bir "şakalar" derlemesi olan Philogelos'ta şu çok hoş fıkrayı okuruz: "Dalgın adamın, kadın kölelerinin birinden bir çocuğu olur ve Dalgın adamın babası, ona çocuğu öldürmesini salık verir. Dalgın adam da ona şöyle karşılık verir: 'Sen kendininkileri öldürmeye başla, sonra bana benimkeri öldürmemi salık verebilirsin!'" Çocukların terk edilmesine gelince, bu sıkça başvurulan ve yalnızca yoksullara özgü olmayan bir uygulamaydı; köle tüccarları, tapınaklara ya da çöplüklere bırakılm bebekleri toplamaya gidiyorlardı. Nihayetinde, yoksulluk, parasız kişileri, yeni doğan çocuklarını tüccarlara satmaya itiyordu (bunlar, bebekleri annelerinin karnından çıkar çıkmaz "kanlı kanlı" satın alıyorlardı, böylece annelerin bebekleri görmeye ve sevmeye vakitleri olmuyordu); birçok yetişkin de açlıktan ölmemek için kendini satıyordu. Bazı hırslı kişiler, birkaç soylunun vekili ya da imparatorluk hazinecisi olabilmek için aynı yola baş vuruyorlardı. Kanımca, sonsuz bir erkeğe sahip olan çok zengin Pallas'ın öyküsü böyledir. Arkadyalı soylu bir aileden geldiği halde, imparatorluk ailesinden bir hanımı yönetim vekilliğini yapmak için kendini köle olarak satar ve sonunda İmparator Claudius'un Maliye Bakanı ve imparatorluğu yöneten gizli el olur .