Gönderi

New World Order
Fransız Devrimini hazırlayan sebepleri ve gelişmeleri incelediğimizde çok ilginç şeylerle karşılaşırız. Bakın William T. Still’in New World Order adlı eserinde ne deniyor: “1789 yılının ilkbahar ve yaz aylarında İlluminatilerin tahıl piyasasında gerçekleştirdikleri manipulasyonlar sonucunda yapay bir buğday darlığı yaratıldı. Bu durum o denli geniş bir açlığa yol açtı ki, kısa zamanda tüm ülke ayaklandı. Olayların başını çeken kişi, Fransa Büyük Doğusunun Büyük Üstadı Orleans Dükü idi. İlluminatiler, halkın çektiği acıları bir araç olarak kullanarak yarattıkları huzursuz ortamın devrimci eylemlerine yararlı olacağını planlamışlardı. Gerçekten de, besin stoklarını bloke ederek ve Ulusal Meclis’te tüm reform girişimlerini engelleyerek, durumu iyice kötüleştirdiler ve halkı tam anlamıyla açlığa mahkum ettiler…” 14 Temmuz günü Bastille yağmalandı. Özgür bırakılan tutuklu sayısı yalnızca 7 idi. Fransız tarihçiler bugün, eylemin asıl amacının Bastille’i yıkmak ve tutukluları kurtarmak olmadığını belirtiyorlar. Asıl amaç Bastille’de saklanan barut ve silâhları ele geçirmekti. Böylece silâhlanan Jakobenler, 22 Temmuz gününden başlayarak o güne dek eşi görülmemiş ve titizlikle planlanmış bir ihtilâl girişimini sahneye koydular. Bu dönem tarihte “Büyük Korku” diye adlandırılacaktır… Öncelikle tüm ülkede eşzamanlı bir panik duygusu yaratıldı. Köyden köye, kentten kente giden atlılar, yurttaşlara “haydutların!” yaklaşmakta olduğunu ve kendilerini korumak istiyorlarsa silâha sarılmaları gerektiğini bildirdiler. Ayrıca, tüm bu olayların sorumlularının malikânelerde ve şatolarda gizlendikleri, bizzat kralın buraları ateşe vermelerini buyurduğu yurttaşlara söylendi. Fransa kralına bağlı olan halk bu emirlere uydu. Artık alevlerin denetlenmesi imkansızdı, yağma ve yıkım sürerken, anarşi gittikçe yaygınlaşıyordu… Paris sokakları teröre teslim olmuştu… 1793 Kasım’ında tüm Fransa’da rahiplerin öldürülmeye başlanması, dine karşı bir kampanyanın yürürlüğe girdiğini ortaya koyuyordu. Tüm mezarlıklara, İlluminatilerin ünlü sloganı olan “Ölüm Sonsuz Bir Uykudur” sözlerini içeren yazılar asılmaya başlandı. Paris’teki kiliselerde “Akıl Bayramları” adı altında eğlentiler düzenleniyor, fahişeler tanrıça gibi tahta çıkarılıyorlardı. Bu törenlerin bir adı da “Exoterion”du ve Weishaupt’un kaleme aldığı “Aşk Tanrıçasının Kutsanması” adlı bir şiiri örnek alıyorlardı… Thomas Jefferson, üç yıl süren Fransa elçiliğinden 1791’de Amerika’ya geri döndüğünde, tüm bu kıyımı “ne güzel bir devrim” diye tanımlamış ve tüm dünyaya yayılmasını umut ettiğini yazmıştır. Jefferson, neredeyse tüm Fransa halkının Jakoben olduğuna inandığını açıklamıştır. Ona göre, bu büyük çoğunluk, ulusal iradeyi açıkça ortaya koymaktaydı…
·
7 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
NÜFUSU YOK ETME PROJESİ 1793 yılının sonlarına doğru, yeni devrim yönetimi sayıları yüz binlere ulaşan işsizlerle yüz yüze kaldı. Devrimin önderleri, sonradan bütün diktatörlerin taklit edeceği yeni bir “terör” projesini uygulamaya geçirdiler: NÜFUS AZALTIMI ! Amaç Fransa’nın yirmi beş milyona ulaşan nüfusunu on altı milyona indirmekti. Robespierre, nüfusun azaltılmasını kaçınılmaz buluyordu. Nüfusun azaltılması ile görevli devrim komitesi üyeleri, gece gündüz harita başında her kentte kaç kellenin kopartılması gerektiğini hesaplıyorlardı. Devrim mahkemeleri kimlerin ölmesi gerektiğine karar veriyor ve sonu gelmez bir kurban sürüsü giyotinin yolunu tutuyordu. Yalnızca Nantes’de, bir gece içinde 500 kimsesiz çocuk kent mezbahasında öldürülüyor, 144 yoksul kadın nehre fırlatılıyordu. Fransız Devrimi’nde masonların rolüne işaret amacıyla Nesta H. Webster de Secret Societies and Subversive Movements adlı eserinde şunları yazıyor: “1789 yılında krallığın yıkılması ile birlikte, 10 Ağustos gününden başlayarak üç renkli Fransız bayrağı devrimin kızıl bayrağı ile değiştirildi. “Yaşasın Kral Orleans” çığlıkları ile masonların “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” seslenişi sokakları kapladı.” İşte böyle bir devrim, dünyadaki kalabalık kitleleri yönlendiren medya organı tarafından yeni bir çağ açan, dünyayı demokrasi ile tanıştıran son derece önemli bir olay olarak lanse edilmiştir.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Ya da bizim böyle düşünmemiz amaçlanmistir Yaşadığımız şu günde bile ne gördüğümüz ne duyduğumuz hiç bir şeyin doğruluğundan emin olamaz hale gelmedikmi..kendi aklımızdan bile şüphe ettirecek şeyler yaşanmaktadır ..bunlar tabiiki komplo teorileri sinifidir ama tarih te çok güvenilir ve yansız değildir kanımca..
ali sahin okurunun profil resmi
kaos geçmişe göre daha çok hakim özellikle sosyal medyada işim işindeyse..
Ebru Ince okurunun profil resmi
Aslında gerçek kaos u hiç yaşamadık ..henüz insan eliyle yaratılmış kıyamet senaryoları bir çok ülkeyi yok ediyor tıpkı bir görünmez canavar gibi..
ali sahin okurunun profil resmi
oysa yaşanacak ne güzel bir ülke ile dünyamız var ..,
Ebru Ince okurunun profil resmi
Insanın insani sifatlarindan siyridigini görmek en acisi..merhamet duygusu yok olmus ordular ..yazmaya bile elimin gitmedigi cocuk istismarlari hayvanlara işkence..doğaya katliam ..Aslında Ya kendi bindiğimiz dali kesecek kadar aptaliz yada gerçekten birileri bizi değiştiriyor biz farkında olmadan..
ali sahin okurunun profil resmi
bu yukarda yazılanları bazı gerçeklerden uzak değerlendirirsek doğruları göremeyiz diye düşünüyorum.. Üretici güçlerin gelişimi topraktan manifaktür denilen ilkel basit makina üretimine geçiş yeni bir toplum dizaynı nı getirmiştir .. Özgürlükçü burjuvazi herkes emek gücünü satmakta özgür diyerek derebey sistemi feodaliteden kurtuluş sinyalini de vermiştir ve Fransız devrimi bu gerçekler etrafında olmuş daha sonra şimdiki emperyalistlerin dedeleri olan jirodenler namuslu ve gerçekten devrimci burjuvalar olan jakobenleri alt edip iktidarı almıştır..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.