Herkese merhaba,
Kolera Günlerinde Aşk.
Gabriel Garcia Marquez tarafından yazılmış eser olur kendileri. Kitaba başlamadan önce küçük bir araştırma yapmıştım. Çok güzel incelemeler okumuş, kitaptaki aşka hayran olan çok kişi görmüştüm. Bu sebepten kitabı hemen okumaya özen gösterdim. An itibari ile de bitirdim. Size kitabın konusunu, olay örgüsünü çok fazla anlatmak istemiyorum. Çok güzel inceleme yazan arkadaşlar var. Siz de kitabı incelemek isterseniz görebilirsiniz. Lakin çoğu kişinin aksine ben kitabı beğenmedim. Hatta bir bölümden sonra soğudum diyebilirim. Kitaptaki aşka hayran olan arkadaşlar. Hangi aşktan bahsediyoruz? Tamam karakterimiz sevdiği kadını 53 sene beklemiş olabilir. Helal olsun diyelim. Ama nasıl beklemiş. Devamlı olarak başka kadınlarla beraber olmuş, başka bedenlerde tutkuyu tatmış. Bundan doğal bir şey olabilir mi, hayatına devam edecekti elbette diyebilirsiniz. Tabiki edebilir. Ama bu sefer masum bir sevgi olmaktan çıkar. Sonuçta, insan birini bütün kalbi ve aklı ile severse nasıl başkasına dokunabilir? O zaman buna gerçek sevgi diyebilir miyiz? Kendi fikrimce hayır. Kitabın bir bölümünde okuduklarım karşısında sinirlendim ve kitabı bir müddet okuyamadım. Neden mi? Hemen anlatıyorum efendim. Karakterimiz olan Florentina Ariza 74 yaşına gelmiş bir ihtiyardır artık. Hala sevdiği kadını beklemektedir. O ara akrabaları tarafından ona emanet edilen kız çocuğu ile yaşamaktadır. Yaşamak kısmını biraz açalım ve birlikte olmak diyelim. Evet doğru duydunuz. Kendinden 60 yaş küçük kız çocuğu ile defalarca birlikte oluyor adam. Gerçek hayatta hepimizin tepki gösterdiği, kabusumuz olan pedofili değilde nedir bu? Hiç kimse bu konuya değinmemiș, benim okurken ruhum daraldı arkadaşlar. Siz gerçekten böyle bir adam tarafından sevilmek böyle bir ilişkide olmak istiyorsanız bir şey diyemiyorum. Ama bana göre aşk bu değil. Ah Gabrielciğim, Yüzyıllık Yalnızlığı ne kadar çok beğendiysem bu kitabı bir o kadar beğenemedim. Affet beni. Başka kitaplarında tekrardan görüşmek dileği ile. Seni de hiç sevmedim Florentina Ariza. Babanı da sevmezdim zaten. :) Bu kitapta yanan Fermina Daza oldu. Ah Fermina üzümlü kekim.
İyi akşamlar diliyorum. Aşkla kalın.