Gönderi

'Sen de ötekiler gibiydin, genç,' diye dudak büktü ona. 'Senin de ahlakın, bigin tıpkı onlarınki gibiydi. Kendi adına düşünüp, kendin gibi davranmıyordun. Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti. Sen çetenin reisiydin, çünkü diğerleri senin gerçek olduğunu ilan etmişti. Çetenin başına geçmek için dövüştün ve geçtin, ama kendin istediğin için yapmadın bunu, hatta tersine nefret ettiğini sen de bilirsin, diğer çocuklar omzunu sıvazlasın diye yaptın. Peynir Surat'ı paraladın, çünkü ona boyun eğemezdin. O kavgayı yarıda kesemezdin, çünkü sen aşağılık bir hayvansın. Ama sadece bu kadar değil, sana benzer varlıkların anatomilerini bozarken, onların vücutlarını sakatlarken sergilediğin o hayvani gaddarlığı, sen de etrafındakiler gibi erkekliğin ölçütü sandığın için iyice benzettin onu. Arkadaşlarının kızlarını bile ayarttın, neden peki? O kızları istediğinden değil, etrafında bulunan ve senin ahlaki değerlerini oluşturan herkes içinde, vahşi aygırın ve denizfilinin içgüdüleri vardı da ondan. Aradan onca yıl geçtikten sonra ne düşünüyorsun bakalım şimdi?'
Sayfa 302Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.