Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
GÖREN KÖRLER & GÖRMEYEN KÖRLER
* Bence her yazar kendi kitabını, altı çizilecek birkaç satırla özetlemiştir. “Ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek, çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır.“ Sanılanın aksine bembeyaz bir körlüktü. Tasvirlerine göre, o kadar karanlık bir beyazlıktı ki bu; İnsanı kocaman bir algı karmaşasının içine hapseden bir beyazlık. Bir salgındı bu, insandan insana tıpkı bir veba gibi yayılan bir körlük salgını. Somut bulgularla sebebi saptanamayan bu salgının sonucunda; ne vicdan kalmıştı ne ahlak ne adalet ne de erdem. İnsanlık insanlığını yitirmişti sanki. Maslow temel ihtiyaçların hiyerarşisinden bahsetmişti. Saramago; “ pek hoşumuza gitmese de hayatın bu kirli gerçekleri herhangi bir anlatı da dikkate alınmalıdır, bağırsakları rahatsızlık vermediği sürece herkesin kendine özgü düşünceleri vardır. Örneğin gözlerle duyular arasında bir ilişki olmadığını tartışabiliriz ya da sorumluluk duygumuzun normal görme yetisine sahip olmamızla ilişkisi olup olmadığını kendimize sorabiliriz, duyduğumuz acı ve çektiğimiz sıkıntı bedenimizin kaldıramayacağı kadar yoğunlaştığında içimizdeki hayvan dışarı çıkar. " der. Ve bunun sebebi olarak ekler; “Çünkü uygarlık insanların kuyulardan su çektiği zamana gerilemişti.” Diye. Freud der ki; insan doğası davranışların altında yatan yönlendirilmen dürtüsüyle (içgüdü) içten uyarılır. Bu itici iki güç “eros” ve “thanos” tur. Kaynağı ihtiyaç amacı ise hazdır, psişe tarafından itilir ve obje gerilimi gideren nesnedir. İşte insan, tam da bu sebeplerle ahlaki erdemleri terk ediyor olabilirdi. Karanlık tarafın dizgilerini kaçırıp çöküşün ve görünürlüğün içinde körlüğün kölesi olabilirdi. Bilinmeyen bir zamanda bilinmeyen bir ülkede bembeyaz bir körlükte yok olup giden insanlığı, bakan ama görmeyen körleri, kör ama gören birer insan yapma mesajı taşıyor olabilirdi körlük.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,2bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.