Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
8/10 puan verdi
Cadı Ağacı, Ayla Kutlu.. "Cadı ağaçları ne ölü değildirler, ne de hiç yaşamazlar." hizliresim.com/j0nA1s Ayla Kutlu Antakya doğumlu bir kadın yazarımız. İlk olarak onun ismini "Kadın Destanı" kitabını bir arkadaş okurken görmüştüm. Daha sonrasında bir sahafın listelerinde dolaşırken Cadı Ağacı kitabı ile karşılaştım ve Ayla Kutlu ile tanışma zamanının geldiğini düşündüm. Ayla Kutlu, 1980 sonrasında roman ve öykü türlerinde yazdığı eserleri ile ön plana çıkmışsa da daha sonrasında Çocuk Edebiyatına yönelik eserler üretmeye başlamıştır. "Cadı Ağacı", yazarın üçüncü kitabıdır. Bu eserinden önce iki romanı daha Bilgi Yayınevi'den çıkmıştır. (Kaçış, Islak Güneş) Genel itibariyle "Yalnızlık ve Kaçış" temalarını ele alan yazar satır aralarında toplumsal olaylara göndermeler ve toplumun farklı sınıflarından insanlara yönelik yaptığı başarılı tespitlerle bilinmektedir. Kitaba başlamadan önce "Cadı Ağacı"nı intrenette tarattım ilk başta linke eklediğim ağaç fotoğrafı ve Edip Cansever'in aynı adı taşıyan şiiri çıktı karşıma ve kitabın içinde Edip Cansever'in şiirine atıfta bulunacak mı diye beklerken ortalara doğru Edip Cansever'in ismi geçti. Edip Cansever'in Şiirini de ekleyelim: "Cadı Ağacı I Doğanın unuttuğum ya da hiç rastlamadığım parçaları Bir bir oluyor Ben kendi yarattığım bir yoldan geçiyorum Yolun üstünde kurumuş bir cadı ağacı Kurumuş, kansız, bembeyaz bir cadı ağacı Kenarından bir düş sallantısının ağıyor Dinliyorum bu ölümsel sesi de -ne ister benden bu doğa- Dinler gibi bakıcıların tıpkı Hışırtısını meşe yapraklarının Yüce tanrı Zeus’un tapınağında Bilmek için ne düşündüğünü bu delişmen tanrının Dinliyorum ben de yıkıntısını ağacın Oysa biliyorum, ne olacak bir şey var Ne görünmezlerde bir tanrı Ki yarattığım bir yolda duruyorum. öyle Hepimiz duruyoruz: ilk durak cadı ağacı." Romanın baş karakteri olan Doktor Nilüfer'in hikayesini okuduktan sonra bu şiir daha anlamlı hale geliyor. Ayla Kutlu'nun yarattığı karakter (ki Ayla Kutlu eserlerinde kadın karakterler ön plandadır.) Yalnız, mutsuz bir kadındır. Şermin Yaşar bu eser için şu cümleyi kurmuştur: "Eser, baştan sona Nilüfer'in iç çatışmaları ve konuşmaları üzerinde yapılandırılmıştır." Eser aynı zamanda 1994 yılında yönetmen Fide Motan tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Eserde genel olarak Hâkim Bakış Açısı (Üçüncü tekil anlatıcı) kullanılmışsa da bazı bölümlerde Nilüfer'in iç monologları ile bu anlatım yer değiştirmektedir. İç monologları okurken Nilüfer'in geçmiş ve şimdi ile olan hesaplaşmalarını, yalnızlık durumlarıyla sık sık karşılaşıyoruz. Eserin yapısından biraz bahsetmek istiyorum. Farklı bir kurgu ile ilerleyen Ayla Kutlu eserin ilk bölümlerinde Nilüfer'in "şimdiki" hayatından izlenimler verirken ilerleyen bölümlerde geçmiş yaşantısına dahil olan kişiler ve olayları da ekleyerek kişi kadrosunu genişşleterek kendi içsel hesaplaşmalarının boyutunu büyütmektedir. Üçüncü dördüncü bölümde esere yeni kişilerin katılması ve aslında yaşadığı trajediye neden olan ana olayların metnin ilerleyen kısmında yer alıyor oluşu metnin okunurluğunu benim için daha da cazip kıldı. Yalnızlığını hafifletmek adına kendine bir muayenehane açan Nilüfer bu mekanı Ankara'nın Ulucanlar semtinde açar. Sınıf farklarına değinmek için Ulucanlar mekan olarak seçilmiştir. Nilüfer Ulucanlar ve çevresinde yaşayan halk ile bağ kurabilmek konusunda çok zorlanır çünkü kendisine göre daha alt sınıflara mensup olan bir halkın bulunduğu bir yerdedir ilk izlenimlerini de kırık dökük bir dükkanı olan "Fotoğrafçı" komşusundan alır. #93503296 Kitabın bazı bölümlerinde "aydın" diye nitelendirilen kesimlerin onlara göre daha az eğitimli olan insanlara karşı düşüncelerini (küçümseme, alay etme, dışlama) görebiliyoruz. Nilüfer'de arayış dönemlerinde TİP'e katılıp alt tabaka diye nitelendirilen insanlara meramını anlatabilecek olduğunu düşünür, kendi çevresinde sınıfsal farklardan oluşan o iletişim sorunlarını sona erdirmek gibi bir "fantazi" sahibidir. Lakin sonrası Ulucanlar'dan ayrılıp bMeşruiyet caddesinde (kendi sınıfına, özüne) dönmeyi tasarlayarak geçici hevesini sona erdirir. TİP dönemi sona erince bu kez de "Feminist" alana ilgi duymaya başlayan Nilüfer Kate Milett'i "Cinsel Sapkınlık" ile bir araya getirerek Kız Kardeşlik davasından da uzaklaşan bir kadındır. Bu iki örneği Nilüfer'in yalnızlıklarını örtmek adına yaptığı girişimlerin bazılarını ifade etmek için paylaştım. Nilüfer mesleki olarak iyi statüye sahip olmasına rağmen, en büyük hayali olan Göl kenarında ev almasına rağmen içinden yalnızlıklarını, karşı cinse ile olan yakınlıklarını-uzaklarının arasında mekik okuyan bir kadındır. Her kadının yaşayabilir olduğu olaylara sahip olsa da onu aykırı kılan noktaları da vardır. Ataerkil toplumda yaşayan kadınların baskı altına alınışını ve bu baskıdan kaynaklı olarak toplumdan kopan romanda da geçtiği haliyle duygusuzlaşan bir kadın görüntüsü de çizer. Ayla Kutlu'nun erkek egemen sisteme olan eleştirilerini satır aralarında okumak benim hoşuma gitti araştırdığım kadarıyla da romanlarının genelinde bu eleştiriler bulunuyor. Kadın yazarların ataerkil düzene karşı koyuşları, farkındalık yaratmak adına edebiyat alanında uğraş vermeleri gerçekten önemlidir. Yalnız Ayla Kutlu'nun sloganlara taşacak kadar sivrilen bir dil kullanımı olmasa da okura toplumsal olaylara olan eleştirileri, sınıfsal farklardan oluşan kopuklukları, kadın dünyasının buhranlarını satır aralarında belirtiyor. 200 sayfalık bir eser olmasına rağmen içinde hem insana dair hem insan dışında kalan durumlara dair değinilecek bir sürü nokta mevcut. Bazı noktaların üzerinde durarak Ayla Kutlu'nun bu eserine kayıtsız kalmak istemedim. İçi boş eserler üreten bir sürü kadın yazar on binlerce okunma oranına sahipken Ayla Kutlu'nun çok az okunmuş olmasına da üzüldüm. Bence kesinlikle göz atılması gereken bir kadın yazar. Sona erdirmeden önce kitabın 1999 basımından sonra kapak fotoğrafı değiştirilmiş ve son baskıda Frida Kahlo'nun "Yaralı Geyik" resmi kapak fotoğrafı olarak kullanılmış ki bence mükemmel bir seçim olmuş başkişi Nilüfer bu tablonun bir yansıması diyebilirim. Nilüfer ekseninde kaldım olaylara pek girmek istemedim çünkü bir sürü kişi (erkek) var kitapta ve onlarla geçen duygu durumlarına ipuçları vermek istemedim. Genel olarak değinmek istedim. Umarım kitabı okur ve bu incelemede eksik bırakılan noktaları tamamlarsınız.. Nilüfer'in gelenekselliği yerdiği bir alıntısı ile bitiriyorum: "Kadın özgürlüğü yoktu da, erkek özgürlüğü var mıydı? Böylesi özgürlüklerin gerekliliği bile tartışılabilirdi. Erkeklerin daha çok dışarı kaymalarında toplumun onlara kadınlara göre belli ve artık bir oranda özgürlük vermiş olmasının etkisi vardı ama, esas neden, evliliğin oluşturduğu inanılmaz yalnızlık duygusuydu. Yalnızlıktan kurtulmayı amaçlayanlar giderek öyle kalın duvarlı bir yalnızlığın içinde tutuklanmış olduklarını anlıyor ve öyle bitmez bir kendi özlerini savunma duygusu içine itiliyorlardı ki, evlilik giderek her şeyin savunmasını yapmaya önceden hazırlanmış yahut savunmaya zorlanan kişilerin beraberliğine dönüşüyordu."
Cadı Ağacı
Cadı AğacıAyla Kutlu · Bilgi Yayınevi · 198343 okunma
··
206 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Ellerine sağlık Adem. Edebiyat okuduğunun hakkını sonuna kadar veriyorsun. Bilmediğim yazarların bir çoğunu incelemelerin sayesinde öğrendim. İşte bir tane daha. Keşke zamanım olsa da önerdiğin kitapları hemen okusam :) Kitaba gelecek olursam, kendilerini aydın diye gören bazı kişiler nedense halka inmeyi pek başaramıyor. Hep yanlış yolu izliyorlar. Anladığım kadarıyla yazar bu durumu kitapta çok güzel işlemiş. Tekrar ellerine sağlık.
Adem okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Hocam. :)
Gönül. okurunun profil resmi
Ellerine sağlık, yine az okunan bir yazara dair güzel bir inceleme.
Kaçış
Kaçış
'da da aynı temaları işliyor, aydın eleştirisi de yapıyordu. Öykülerini de çok sevmiştim ben. Öne çıkması gereken bir kalem gerçekten.
Adem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam. Gölgede kalan o kadar yazarımız var ki onlarla karşılaştıkça "okuyacak yerli yazar bulamıyorum" diye söylenenler geliyor aklıma. Bu yazarlar üstüne biraz konuşmak da biz okuyanlara düşüyor. Elimizden geldiğince öne çıkarmaya devam edeceğiz. :)
depaysement okurunun profil resmi
Adem abi yine muhteşem bir inceleme. Sen böyle güzel kitaplar okuyunca bana her an kitabını ekmek fırınına bıraktım mesajı gelicek diye heyecanlanıyorum. :D Böyle güzel kadınlarla Furuğ, Aslı Erdoğan, Ayla Kutlu gibi yazarlar ve şairler ile tanışman ve tanıtman bana gurur veriyor. Çok güzel eline sağlık. :)
Adem okurunun profil resmi
Hahaha kitapları bıraktığım mekan da efsane yalnız. Başka zaman başka kitapları da bırakırız şu yasaklar hafiflesin kolay sen okunacak kitap iste yeter ki. :) Teşekkür ederim yorumun için.
5 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.