Gönderi

132 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Mathea... Yalnız, silik, unutulmuş bir kadın. Yaşlılıktan beli bükülmüş, dişleri dökülmüş, yüzü buruş buruş. Kimse görmemiş onu kendini bildi bileli. Okula giderken bile sınıf defterine adı yazılmamış, yoklamalarda ismi okunmamış hiç. Herkes unutunca o da unutmayı seçmiş kendini. Artık hayatının son demlerini yaşadığını düşündüğü günlerde bir defa olsun ambulansın sirenleri kendisi için çalsın istiyor. Reçel yemeyi çok seviyor ama gücü yetmiyor reçel kavanozlarının kapağını açmaya. Binada toplantı düzenleniyor “acaba beni de çağırmışlar mıdır?” diye korka korka yanaşıyor ilanın yanına, ama yok; yine unutulmuş. Çocuğu yok, baktığı köpek bile denizde ilerleyerek terk etmiş onu. Bir eşi Epsilon tarafından görülüyor bu kadın. Peki Mathea şikayetçi mi bundan? Tam aksine; toplumdan dışlanmış olmak işine geliyor. Çünkü korkuyor alışkın olduğu hayattan farklı bir hayat yaşamaya. Kitabı okumaya başladığımda ne okuduğumu kimi okuduğumu hiç anlayamadım. Mathea’nın ruh halinin ve karamsarlığının sebebini öğrenmeye çalıştım. Ama sebep yok, belirli bir kurgu yok, açıklama yok. Sadece bu yaşlı kadının ölüme beş kala hissettiklerini okuyoruz. Hissettiklerini, düşündüklerini ve hayatından bölük pörçük anımsadıklarını. Akıp giden, sizi sürükleyen bir kitap diyemem ama öyle bir yolculuğa çıkarıyor ki insanı duygudan duyguya geçip onun bu yalnızlığına ortak olduğunuz için mutlu hissediyorsunuz. Hatta çoğu yerde Mathea’ ya gülsem mi hüzünlensem mi bilemedim.
Hızlandıkça Azalıyorum
Hızlandıkça AzalıyorumKjersti Skomsvold · Jaguar Kitap · 20151,804 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.