“Neyin var?” diye sorduğunda Bihter’in vereceği bir cevap olsaydı keşke; tek istediği buydu.
195
Bihter’in koşmasını şimdiye dek böyle yürekten destekleyen kimse olmamıştı. Bihter kendisinin bütünlüğüne ilk kez varabildiğini düşünüyordu.
202
Bihter o zaman anladı ki doktor olmak başka, koca olmak başkadır.
229
Senin beni onca insan içinde gelip bulman çok mu mantıklı? Üç yaşında bir çocuğun günlerce bir ölüyle yalnız kalması... Çok mu mantıklı? Ferit Bey’le Nevzat’ın köstebekler gibi gizli saklı yaşaması, Cemre’nin suskunluğu, attığı her adım efsane olan kusursuz bir kadın; bütün bir Yanık Köşk hikâyesi, çok mu mantıklı? Gördüğün kaç şeyin mantıklı gerekçeleri oldu bugüne kadar?”
241
Ama hayat, açıklaması zaten olmayan öyle çok şeyle dolu ki!
244
ömrünüz boyunca hep dayandığınızı sandığınız demir parmaklıkların aslında hiç var olmadığını keşfetmek, o zamana kadarki tüm inancınızın sarsıldığı andır.
250
“deli” olmak, aslında, kimseye benzememek demektir.
251
Okullarda, ülkelerde, toplumlarda insanlar kendilerine hayalî duvarlar çiziyorlar ve sonra o duvarlar gerçekten de varmış gibi hareket ediyorlar, onların bu hayalî duvarlarını görmeyenlere kimseye kızmadıkları gibi kızıyorlardı.
254
Seni öldürmek istediler Bihter, bilmeden. Sırf var olabilmek için terk etmek zorunda kaldın onları. Neden “herkes” gibi var olamadığını kimse anlamadı. Yine anlatamadın.
Kırgınlık desen kırgınlık değil... Dargınlık desen dargınlık değil... Bir şey ki ancak kendisine benzer.
Dönmek istersin de dönemezsin bazen. Bir gün dönebileceğini sanırsın giderken. Bırakamadıklarını bir dosta emanet edersin bu yüzden. Bir gün mutlaka dönüp geri alacağını söylerken tereddüt etmezsin. Ama bir bakarsın ki, geride kalmış hepsi. Boğazına bir çıkmaz düğümlenir. Dönmek istersin de dönemezsin bazen. Yollar kilitlenir.
256
Annelik artık avutulmak değil, avutmaktır. Başka kollara sığınmak değil, sığınılmaktır.
258
Kendini tamamlayabilmiş kim vardı? Kim bütün sorularına cevap bulduktan sonra ölmüştü?
260