Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Biri çıkıp daha başarılı çocuklar için sadece konuşmanın yeterli olduğunu söylese ona nasıl bakarsın? Bütün bu okul, eğitim, daha iyi olsun diye antrenmanlar, kurslar vs. koşturduğun çocukla sadece ‘’gerçek’’ bir konuşma yapsan daha iyi olacağını söyleyen bir kitapla karşınızdayım Kitabı okurken, okuyan arkadaşlarımdan birisi şöyle bir mesaj attı: Bu kitabı borcam gibi her ev gezmesine götürmeli. Lütfen hediye borcamların yerini alması temennisiyle okuyalım :D Pediatri profesörü tarafından bir dizi araştırma sonuçlarından oluşuyor kitap. Akıcı, anlaşılır ve oldukça ilgi çekici ilerliyor. Özellikle beynin dil konusundaki yapısı üzerine can alıcı noktalardan bahsettiği kesin. Doktor doğuştan duyma problemi olan çocuklar üzerine araştırmalar yaparken kitaba adını veren projeyi başlatıyor ve diyor ki çevremiz sağlıklı ama yetersiz çevre koşullarında yetişen çocuklar için de duyma problemi olan çocuklardaki durumlara benzer etkiler gösteriyor. Demek ki neymiş tekrardan tekrarlayalım "engel bizim zihnimizdeymiş!" Proje kitabın adı ile aynı ve 3 temel ilkeye dayanıyor. Kavra, konuş, karşılıklı yap. Yani farkında ol, fark ettiğini hissettir, muhatap al ve dönüt ver. Yine bir aydınlanma yaşamıyor musun sen de bu üç ilkeyi sadece başlık başlık okuduğunda. Toplumda sorunlu, aykırı, dışlanmış insan tiplerinin temellerinin dayandığı çocukluklara dönmemiz için artık pek hipnoza gerek kalmadı. Herkes biliyor ki çocukluk bağlayıcı. Peki hiç travmatik olmayan, hatta parlak sayılabilecek çocukluk geçirenler neden bir anda alt üst olmuş hayatlar yaşıyor. Gerçek bir iletişim, çocukluktan başlıyor. Hatta bebeklikten, hatta belki çocuk yapmaya karar verdiğin andan itibaren konuşmaya başlamandan. ☺ Dünyaya gelen bireylerin tamamının sorumluluğunu üstünde hisseden bir doktor sadece yazar ve diyor ki; okulda öğretmen, hastalanınca geldiği doktor, parkta oynadığı arkadaşı ile iyi iletişim yetmez. Bunlar kısıtlı süre çocuğun hayatındadır. Önemli olan aile içindeki konuşmadır. Karşılıklı gerçekleştirilen ‘’ekstra konuşmalar’’dır. Sevgi ve şefkat dolu. Otuz milyon kelime kullandığımız kelime sayısını ifade etmiyor bu arada ama iyi içeriklere sahip kelimelerin sıklığından etkilendiği kesin ki bu araştırmanın sonucunu da tablo tablo görmek mümkün kitapta. Kullanılan kelimeler kadar bir diğer ilgi çekici bölüm ise bebekleşmek. Yani bebekçe konuşmak. Yıllarca reddedilse de bebekçe konuşmak bebeğin dil gelişimi üzerinde oldukça etkili. Hatırla, birinci sınıfta heceleri birleştirirken nasılda sesler uzata uzata söylenirdi. İşte buraya etkisi fazlaca bu bebekçe konuşmanın. Peki ya ayakkabılarını giyemeyen, dağıtmak konusunda ustalaşmış çocuklar. Okul yıllarında kaybolan eşyalar, dalgınlıklar ve daha niceleri. Yine aynı şekilde çözülebilecek kadar basitse. Ve matematik! Acaba korkunun temel sebebi kötü bir öğretmen ya da genlerin değil de ailenin konuşmasıysa. Her şey bu kadar basitse! Stres, cinsiyetçi algı ve aile içi iletişim yine gündeme bomba gibi düşüp etkiliyor geleceği. Kitabın son bölümünde kaynaklara, kitapta bahsedilen araştırmaların bağlantılarına ve daha pek çok araştırmaya yer veriyor. O zaman hadi dön bu kitaba, arın stresten ve sadece bebekle değil etrafındaki her şeyle gerçek bir iletişim kurmaya çalış, tüm yüzeysellikten uzaklaş bak belki senin berbattı ama bir başkasının matematiğine iyi gelecek. Belki asla çocuk sahibi olmak istemiyorsun ama önemi yok sana iyi gelecek. Kaygını azalttığında her şey belki daha kolay olmayacak ama daha kolay görünecek. Her şey sevgiyle kolaylaşacak bu kadar basit!
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,878 okunma
··
1 artı 1'leme
·
195 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
O kadar enerji dolu bir tahlil olmuş ki, kitabı liste başı yaptı bile bende :) Melike Hocam, düşündüm de, iletişim özürlü olmanın kökeni önceki nesillere dayanıyor sanırım, çok koşturduğundan yüzünü göremediğimiz anneler, işi başından aşkın babalar ve öğrenciyi birer ram bellek gibi algılayan öğretmenler... Aşabilmek, o düğümü çözebilmek mümkünse, bu pek çok meseleyi halledebilir... Listede ki kelimeleri çok merak ettim. Hediye borcam yerine kitap götürme fikri çok iyi fakat yoğun bir dedikodu bombardımanına hazır olmalıyız :)) Elleriniz dert görmesin, zihninize bereket 🌹
Melike okurunun profil resmi
Teşekkür ederim sevgili Eylül Türk, tüm dedikodulara zırhlanıp hareket etmek şart :D bazen her şeyin DNA'mıza yanlış kodlandığını ve arada çıkarıp Dna'mızın tüm merdivenlerini bir temizleyip güneşlendirmek gerektiğini düşünüyorum. çünkü canım DNA'm :D o düğümleri çözme yolum bu benim bolca sevgiler :))
1 sonraki yanıtı göster
Burak okurunun profil resmi
Çok aydınlatıcı ve merak uyandıran bir inceleme olmuş Melike hocam. Sürekli karşıma çıkmasına rağmen bu kitap hakkında nedense önyargım vardı, sanki böyle balon kitaplardan biri gibi yer etmiş hafızamda. Ama incelemeniz vesilesiyle kitaplığıma yeni bir eser daha eklendi. Teşekkür ederim :)
Melike okurunun profil resmi
Rica ederim:) Ben de öyle düşündüm ama kıymetli bir hocamızın önerisiyle aldım ve öyle olmadığını fark ettim. Benim iyikilerimden oldu keyifle okumanızı dilerim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.