Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Spoiler içerir.İçermezse- benim için- inceleme değildir. Martin Eden.Londonlı gerçeklikten Edenli kurgusallığa akışın keskin,sınırsız ,olağan bir biçimde evrildiği bir 20.yüzyıl Amerikan rüyası(!) romanı. Kitap Eden’in doğumuyla başlıyor. 21 yaşında soylu burjuvazi dünyasına gözlerini açıyor.Morseların evine attığı çekingen,kaba,hantal ilk adımla güzelliğe,aşka,edebiyata bilincinin tüm duyularını vakfediyor.Soylu ve solgun güzel Ruth Eden’e aşkın aşkın gücünü gösteriyor.Eden için hayatta yeni yollar ve amaçlar açılıyor.O artık sevgilinin bir busesi için canını vermeye hazır çılgın aşık evresine giriyor.Doğum dememin sebebi de aslında burda başlıyor.Yaşamak için bir sebebi olmayan rüzgarın önündeki yaprak misali savrulan Eden yaşamında ilk kez bir amaca tutunuyor.Bu amaç da onun gerçek doğumu aynı anda sonun başlangıcı oluyor.Aşka layık olabilmek için okuyor,okuyor,okuyor Eden.Ruth’a ,onun asilliğine,ahlaki değerlerine,beğenilerine ulaşabilmek için yoksulluk uçurumundan burjuvazi zirvesine kendini paralarcasına tırmanmaya gayret ediyor.Kitap boyunca buna tanıklık ediyoruz.Amerika’nın yoksul gettolarını,açlığı,veresiyeyi,kiraya verilen eşyaları,19 saat çalışan asgari ücretliliği.Kitap boyunca katman katman açılan evrensel yokluğu,sınıf farklılığını.okudukça da yazıyor Eden.Yazmak bir zorunluluk haline gelene kadar okuyor Eden.Sonra okunulmak ihtiyacı ve Ruth’a layık olma hayaliyle defalarca reddedilse de yazdıkları dergilere,gazetelere gönderiliyor.Parasız,ünsüz yazar yazar olamayacağı için hayallerinden vazgeçsin istiyor Eden’in tüm çevresi.Yazarak yaratma,yeniden şekillendirme,’’aydınlansın diye şu kirli yüzler’’ asıl amaç olunca yazmaktan değil yar olmaktan geçiyor Eden.Sonrasında herkes sırtını dönüyor.Kitabın burasına kadar burjuvazinin soyluluğuna aşkın yüceliğine inanan Eden yaşamda bir amaca tutunup yazdıklarının bir gün ınsanlara ulaşacağı inancıyla öldürücü yoksulluğa inat yaşama tutunuyor.Gün geliyor Eden ‘in ünü Amerika sınırlarını aşıyor.Kitapları yok satıyor.Eden’in elinde ikiyüzlü bir aşk,nihilizmden ,sosyalizme,bireyciliğe her fikre bulanan ama hayatında tatbik edemeyen bir Eden kalıyor.özünü yitirmiş kabuk bir adam.Dosto’nun dediği gibi ‘’Hayattan çok şey öğrenen insanlar neşeli ve mutlu kalamazlar.’’Çok şey öğrenmenin bedeli de yaşayarak ödenmiyor.Yaşamının sağlamasını zıddıyla yapmak istiyor Eden tıpkı nasıl mücadele ettiyse yaşarken. Şimdi diyebilseydim derdim Eden’e.’’Her ihanet sevgiyle başlar. ’’Yirminci yüzyıl bir kelebeği bile intihar ettirebilir.’’ Londan Eden’i yazdı,Eden ise London’ı yaşadı ve yaşattı.London yazdığı için yaşadı,Eden yaşadığı için…
Martin Eden
Martin EdenJack London · Kaldırım Yayınları · 201792,9bin okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.