Bana pranganın ne olduğunu merak ettiren kitabın sahibidir Ahmed Arif..
Pranga kötü işler yapanlara takılıyormuş ya hani Ahmed Arif işte öyle kötü sevmiş ki hasretinden prangalar eskitmiş bir yüreğe sahip. Kitabın ismi aslında "Hasretinden Prangalar Çürüttüm" olacakmış fakat Ahmed Arif "çürüttüm" kelimesini hoş bulmamış. Adından da anlaşıldığı gibi ziyadesiyle derin bir kitap.
Ahmed Arif binlerce hissin, aşkın, devrimin, halkın adıdır. İnsanın içine işleyen duyguları anlatma biçimi hangi dizeyi okusam beni alıp başka başka yerlere götürdü.
"Seni anlatabilsem seni" diye başlayıp "yokluğun cehennemin öbür adıdır" diye sürdürüp "üşüyorum kapama gözlerini" diyerek sonlandırdığı şiirini Leyla Erbil'e ithafen yazan Ahmed Arif karşılıksız aşkın kahramanıdır. Şiirlerinin çoğunluğunu büyük bir tutkuyla sevdiği ancak aşkına asla karşılık bulamadığı sevdasına ithafen yazmıştır. Keşke herkes onun gibi güzel sevebilse. Seviyormuş gibi yaparak değil de gerçekten severek..
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni..
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini..