Düşlerdeki yolculuk, posta arabası, tren ve manzara çağrışımlarının sıklığınada değinmek gerekir; bu durum yeni uzam deneyiminin benimsendiğini doğrular gibidir. Bizzat Alfred Maury düşlerinde görkemli sit alanlarını, turist olarak seyredilmiş tabloları görür; anlattığı düşlere durmaksızın giren en az altı kent vardır; yarı uyku halindeki duyumların özel bir biçimi hakkında şunu itiraf eder: "Bu manzara yanılmaları en çok yolculukta başıma geliyor." Düşün siyasal izleklerinin listesini çıkarmak ilginç olabilirdi: Ben kendi payıma uzmanların yazılarında devrim destanının bir ana izlek gibi sürekli yinetendiğini fark ediyorum; acaba bu, onların kaygılarındaki derinliğin bilinçaltı bir kanıtı mı? Maury'nin yaşadığı ve Bergson'un yeniden ele aldığı giyotin düşü, aynı Maury'nin Haziran günleri sürecinde gördüğü kızgın kerpeten düşü ile birlikte çok meşhur olmuştur. Ama belki de söz konusu olan, Chantal Briend'ın geçen yüzyıl sonunda çoğaldığını saptadığı safist düşlerden ikisidir sadece... Aslında yaptığımız bu birkaç gözlem, Jacques Bousquet'nin yüzlerce edebi düşün çözümlemesine dayanarak kurduğu görkemli yapının yanında oldukça eğreti duruyor. Yazara göre, Eski Rejim'in sonundan beri, o zamana dek cennet ve cehennem çağrışımlarıyla sınırlandırılmış düşsel imgeler stoku giderek eşitlenmiştir. Bahçe düşleri, sonra da doğa manzaraları görüleri cennet bahçesi imgesinin soyundandır; yeraltı ve kent görüleriyle, psikiyatrinin incelediği sayıkiama halinden beslenen tüm bunaltı düşleri cehenneme bağlanmaktadır. Kabus biçimlerindeki yenilenmeyi psikiyatriye atfetmek yerinde olacaktır. Dil ve beden tutulması sahneleri, istenç dışı davranışlar ve kişilik bölünmesi olaylan böylelikle düşlerin içine yayılmıştır. 1850'den sonra düşün laikleşmesi son aşamasınıda tamamlarken, iki dizi yavaş yavaş kesişip birbirine karışır. Artık çağdaş düşçülüğün akıl almaz ve tuhaf izlekleri serbestçe gelişebilir. Bu büyüleyici güzergah, öncesindeki birkaç saptama gibi, düşün tarihselliği konusundaki Freud karşıtı savı doğrular niteliktedir. Gerçekten de imgelem tarihiyle düşsel içeriklerde ki evrim arasında oluşan çok sayıda uyuşumu fark etmemek olanaksızdır