Gönderi

Veda hutbesinde Efendimiz (s.a.v) insanlara hitap etti, devesinin üzerinde iken halka söylediği şu sözleri güçlü ve gür sesiyle Rebia b. Ümeyye b. Halef de tekrar etti: "Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır..." Efendimiz (s.a.v) hutbesinde kadınların emanet olduğunu söylüyor. Bir başka hadisinde ise:" Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa onu terkedinceye kadar o kişide münafıklıktan bir sıfat bulunmuş olur." diye saymaya başladığı zaman en başta saydığı hususlardan birisi de "Emanete ihanet etmektir." [Buhari, "İman", 24] Zannetmeyin ki emanete ihanet sadece mal ile alakalıdır. Allah adına evlendiğimiz o kadınların haklarını gözetmediğimiz zaman da emanete ihanet etmiş oluruz. Emanette ihanetin vebali çok büyüktür. Dolayısıyla emanet şuurunu kavramalıyız ki "Son kalemiz ailedir." deyip ailemize dört elle sarılalım. "Ben evimi imar etmezsem toplum hiçbir şekilde ma'mur olamaz." hakikatini kavrayalım ve nihayetinde bedevilikten medeniliğe şahsiyetimizi taşıyalım. Sonra evimizi, ailemizi Medine kılacağız yani devlet kılacağız. Ardından da devletler çoğalacak ve İslam toplumu meydana gelecek. Oradan da medeniyete doğru bir pencere açılacaktır. Çağlarımız, derdimiz ve davamız bu olmalıdır. Allah evlerimizi Medine kılsın, nikahlarımızı sağlam nikahlardan eylesin. İçimizde bekar olan kardeşlerime de Asr-ı Saadet'in kokusunun hissedildiği haneler nasip eylesin. Amin.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.