Gönderi

Kimsesizlik Esiyor
Açık denizdesin. Ne bir liman ne bir ada var etrafında. Ufukta görünen hiçbir şey yok ulaşabileceğin, varabileceğin ya da tutunabileceğin... Büyük koyu dalgalar seni içine çekiyor. Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen ürkütücü gece boğazında. Su yutmuşsun gibi nefes aldırmıyor, uzadıkça uzuyor gece ve kopkoyu bir karanlık gözlerinde dinleniyor. İçindeki ışığı emiyor oysaki gün ışığı susuzluğunu dindirecek biraz olsun ümitlendirecek ama gelmesi uzun sürüyor. Sabrın zorlanıyor, bedenin yorgun... Düşüncelerin, gecenin karanlığında daha da ezici. Etrafında kimsesizlik esiyor. Rüzgârı bıçak gibi kesiyor ama kanatmıyor. Geçmiş seni anemi yapmış; bugüne kanayacak ne yaran ne iyileşecek acın ne de tadın kalmış. Açık deniz, ama sen kapanmışsın kendine. Kendi kendini öldürüyor, boğuyorsun. Tutunmak istiyorsun bir hayale, ufacık da olsa bir tahta parçasına, belki de bir bulut alıp uçursun seni istiyorsun. Olmayacakları arzuluyor, elde edemeyince de kızıyorsun. Olduğun yerde dur ve bırak kendini tuzlu suya. O seni yüzeyde alıp götürecek. Nereye, kime ve neden? Sorma lütfen. Bırakmayı bil yeterli. Bırakınca göreceksin boğazındaki parmak izlerinin sana ait olduğunu. Nefes almaya başlayınca sakinleşecek kalbin. Kalbinde ne kaldıysa geride bırak o kırık dökük parçaları. Sana hiç ait olmadılar. Sen sadece ‘sana’ aitsin. Hadi bırak! Hadi bırak, gece yeterince karanlık Ay ışığını görebilecek kadar Peki ya sen, Neden hala göremiyorsun?
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.