M. Foucault, Cinselliğin Tarihi’inde
İÖ ve İS olan dönemlerdeki metinleri karşılaştırır. Özellikle, cinsel yönelimlerin beden ve ruh üzerindeki edimlerini değerlendirir. Tarihi metinlerde yer edinen cinselliğin doğal süreç olarak değerlendirilmesinde ya da yönlendirilmesinde evlilik önemli bir yer kaplar: Soyun devamı!
İnsan türünün sağlıklı bir şekilde devam etmesi için cinsel perhiz olarak evlilik kutsanır.
Böylece insan soyu hayvani dürtülerinden arındırılmış olur. Nitekim hayvanlar da soyun devamına önem verirler ancak onlar bu devamlılık esasını kutsal birliktelik -evlilikle- ile değil de cinsel iç güdülerinin onlar için belirlediği zaman içinde yerine getirirler.
Musonius: ‘
Birliktelik, kişilerin karşılıklı birbirlerine baktığı, özen gösterdiği, birbirlerine karşı ilgi ve dikkat konusunda rekabete girdiği ve eşlerin, bir koşumun her biri ayrı tarafa baktığı takdirde ilerleyemeyecek olan iki atı olarak görüldüğü bir yaşam yoldaşlığıdır.’ der.
Eşlerin ya da birlikteliklerin koşum atlarına benzetildiği bu pasajdan yola çıkacak olursak. Gördüğümüz ya da bildiğimizin, atların her daim özgür bir koşuşu yeğlediğidir.
Ata sormuşlar, o da:
Özgürlüğün bahçelerinde koşmak gibisi var mı? demiş.