Ölmeden önce güneşteydi gözleri işte bu yüzden Ölürken ışıl ışıldı son sözleri
Bir kedinin yüzü okunabilir mi, bir ayıbalığının, bir susamurunun? Kimi Gethenlileri bu hayvanlara benzetiyordum, konuştuğunuzda ifadeleri değişmeyen koyu, parlak gözleri vardı.
Sayfa 35 - Ayrıntı Yayınları, 2022 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Gece daha fazlası içindi. "Sana aynaları sevdiğimi söyle- miş miydim?" dedi giysilerini bir yığın halinde yere bırakırken. Julia eteğini çıkarırken bir kaşını kaldırdı. "O za- man, banyoda bana katıl yakışıklı," dedi ve elini tu- tarak Clay'i de peşi sıra banyoya sürükledi. Aynanın önündeki lavabonun üzerine hoplayarak
Sayfa 224
Zeki ve dostça görünen bir yüzü olsa da, kurnazlıkla parlayan gözleri onu ele veriyordu.
Sayfa 34 - Sinedie YayınlarıKitabı okuyor
Çoktandır keder duymaz oldu artık. Kocasını unuttu, ama çocuklarının babasından hâlâ söz eder. Çocuklarını yetiştirmek için çalışır, parasını da annesine verir. Annesi bir kırbaçla yetiştirir çocukları. Fazla sert vurdu mu kızı “Başına vurma,” der. Öyle ya, çocuklarıdır bunlar onun, onları çok sever. Hiçbir zaman gözlerine çarpmamış, değişmez bir aşkla sever onları. Bazı bazı, oğlunun anımsadığı şu akşamlarda, ezip bitirici işinden (evlerde temizlik yapar) döndüğü zaman, evi boş bulur. Yaşlı kadın alışveriştedir, çocuklar daha okulda. Bir iskemleye yığılır, sonra, gözleri dumanlı, parkenin bir çizgisini şaşkın şaşkın kovalarken yitip gider. Çevresinde, gece yoğunlaşır, bu karanlıkta bu sessizliğin çaresiz bir sıkıntısı vardır. Çocuk bu sırada içeri girerse, bu omuzları kemikli, zayıf gölgeyi görür ve durur: korkar. Çok şeyler duymaya başlar.
Tanrı armağanı. Yaz geceleri, içlerinde yıldızlar hışırdayan gizlemler! Çocuğun ardında, pis pis kokan bir koridor vardı, patlamış küçük iskemlesi de altında biraz çökerdi. Ama gözleri yukarıda, dudakları değe değe geceyi içerdi. Bazı bazı bir tramvay geçerdi, kocaman, hızlı. Sonra bir sarhoş şarkı söylerdi, gene de bulandıramazdı sessizliği.
Reklam
Sevgiyi bilmeyen bir insana sevgiden söz etmek, doğuştan gözleri görmeyen birine “görmek her şeydir” demek gibiydi.
o gülümseme, yüzü toprak oluncaya kadar devam edecekti.
...Bir bölmede, üzerinde büyük bir bayrak örtülü olan Nâzım yatıyordu. Bayrağı kaldırdığını gördüm. İki dakika bekledikten sonra, örttüğünü farzederek yüzümü çevirdim. O, yatağın üzerine eğilmiş, kumandanı öperek veda ediyordu. Sonra, bayrağı tekrar örterek dışarı çıktı. Evet, bu Nâzım’dı. Ben içeriye girince, bir an, bayrağı kaldırıp kaldırmamakta tereddüt ettim. Nihayet, kaldırdım. İşte, Nâzım. Başı yüksek yastıklara konmuş, topçu üniformasıyla yatıyordu. Elleri göğsü üzerinde kavuşmuştu. Başında mavi tepeli, kahverengi kalpağı vardı. Ne garip! Toprağa dönecek olan bu ölümlü cesedin içinde Nâzım’ın ruhu bir zaman yaşamıştı. Elâ gözleri açıktı. Her zamanki ifadesini taşıyordu. Dünyanın bir melodram olduğunu ifade eden gülümsemesiyle, “Bütün zabitleri kes,” der gibiydi. Acaba fert olarak devam ruh için var mıydı? Bilmiyorum. Fakat, o gülümseme, yüzü toprak oluncaya kadar devam edecekti.
Konstantinos Kavafis
"Bulamadım bir daha bir rastlantıyla sahip olduğum şeyleri ve kolayca terketiklerimi ve sonra aradıklarımı can havliyle. Şiirsel gözleri, solgun yüzü, o dudakları bulamadım bir daha."
462 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
"Ufuk karanlık olsa da ben ufkun ışığı olacağım." . . Ölümsüz bir sevdanın yası, bazen bir ölüm kadar acı oluyordu... . . "Seni yazarak paylaşmak istemezdim. Saklı olan güzeldir derler. Ben seni kendime yazabilirim. Bende saklı kalır." . . Merhabalar sevgili kitap dostlarım Fantastik kitap sevenler burada mıyız? Sizi şöyle
Ateş, Kadın ve Yadigârları
Ateş, Kadın ve YadigârlarıAhmet Öznacar · Tilki Kitap · 20241 okunma
Reklam
İHH'nın gıda dağıtımı esnasında yüzü gülen Gazzeli çocuklar 🌹🇵🇸 Ne kadar çok özledik bu gülen masum gözleri.. 😓
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Bir korku sarayının simsiyah koridorlarında dolaşan yalnız ve mahpus bir kraliçe gibi gözleri karanlığı emiyor, büsbütün irileşiyor ve güzelleşiyor. Ben onun münzevi kalbine uzaklardan seslenmek için, kulaklarının içine en güzel hislerimi fısıldıyorum. Sonra dudaklarımı yanaklarının üstüne koyuyorum. Yüzü yanıyor, o kadar yanıyor ki, biraz sonra kül olup dağılmasından korkuyorum.
Canım benim....
Bu eşsiz gözleri göreceğim yine, tanımsız güzellikteki bu ince gülüşü, bir meleğinki kadar masum bu güzel yüzü... Canım benim...
Sayfa 63 - Olimpia YayınlarıKitabı okuyor
Adımları hiç duyulmuyordu Ağır siyah ipekli elbisesi köpük gibi beyaz dolgun boynuyla geniş omuzlarını tatlı tatlı sarıyordu. Yumuşak bir hareketle kendını koltuğa bıraktı. Yirmi iki yaşındaydı, yüzü de ancak o kadar gösteriyordu. Teni duru beyazdı, yanaklarına, yu karı doğru solgun bir pembelik yayılmıştı. Yüzü ablakça, alt çenesı biraz çıkıktı. Üst dudağı ince, iki kat kalın olan alt du dağı hafif şişkin gibiydi. Fakat olağanüstü güzel, son derece gür koyu kumral saçları, koyu samur kaşları, uzun kirpik li nefis kurşuni mavi gözleri en kayıtsız, dalgın bır adamın bile yolda, gezintide, kalabalıkta dikkatini çekerdi; bu yüzü gören olduğu yerde kala kalır, onu uzun süre unutamazdı. Alyoşa'yı en çok bu yüzdeki çocukça, saf ifade etkilemişti. Bakışları çocukçaydı, sevinmesinde bile çocukça bir hal var dı. O anda masaya yaklaşırken de üstünde bu sevinçli hal vardı. Hep o çocuksu sabırsızlıkla, saf bir merakla bir şeyler bekliyormuş gibi yaklaştı. Bakışı insanda neşe uyandırıyor du. Alyoşa bunu o anda hissetti. Bu kadında başka, ifade edemeyeceği ya da kendi kendine açıklayamayacağı, ama bilinçsizce hissettiği bir şey vardı: Bu, vücut hareketlerindeki yumuşaklık, tatlılık, kedilere özgü sessizlik olmalıydı.
Sayfa 194 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.