"İnsanın kendinden kaçamayacağını anlaması için, nefesi kesilene kadar koşması gerekir."
Sayfa 166Kitabı okudu
"Hissedebilmek, büyük nimettir."
Sayfa 164Kitabı okudu
"İnsan su gibi... Suyun rengi yok, kokusu yok, şekli yok. Ama bir kaç damlası sıkışırsa kayayı bile patlatabilir."
"Ben o birkaç damla suyum işte."
Sayfa 163Kitabı okudu
"Hislerim bir cümleye sığışamayacak kadar yoğun, bünyem konuşamayacak kadar yorgundu."
Sayfa 157Kitabı okudu
"Hayatın anlamını keşfetmek için hiçbir çaba harcamayan insanların, başka bir şehri keşfetmek için heyecan duyması bir tür illüzyon olmalıydı."
Sayfa 39Kitabı okudu
Yepyeni bir yabancı dil öğreniyordum onunla park çıkışına doğru yürürken. Grameri olmayan ve kelime ezberlemek gerektirmeyen bir dil... Sadece iki insanın yaşadığı bir ülkenin dili... Sınırda bu ülkeye giriş yapmak ve bu dili öğrenmek için bekleyen milyonlar vardı. Ama sadece mahremiyetini koruyanlar geçebiliryordu pasaport kontrolünden. Bedensel haz arayanlar x-ray cihazında ötüyordu. Ve ülkeye kabul edilenler, sınır dışı edilmemek için sınırlarını iyi gözetmek zorundaydılar. Kelimelerin hükümsüz, hayallerin hükümlü olduğu bu ülkede, söylenenlerin meşrebi genişledikçe, söylenemeyenlerin ufku daralıyordu.