Kitap Zonguldak’ta kömür bulunmasını ve ardından gelen kömür madencilerini maden işletmelerini ve o dönemin Osmanlı toplum yaşantısını anlatıyor.Toplamda 4 ciltten oluşan bir kitap serisi birinci kitabı bitirdim aksiyon olarak çok fazla aksiyon yoktu ama yazarın dilini çok beğendim edebi yönü çok güçlü bir eser.
"Bu dallarda kuş yuvaları var," dedi kadın,başını dallara çevirerek."Ben hep o yuvalara bakarım.Giren çıkan kusları izlerim.Ana kuşun gagasında ne getirdigine bakarım.Bu gece yağmur yagdı ya,hep yuvaları düsündüm.Ne kadar yağmur yagarsa yağsın,ana kus yuvasını ıslatmaz.Ama yel azıtırsa yuvayı dagıtır.Ben hangi yuvanın nerde oldugunu bilirim.Uçan , dagılan yuvaları toplar,yerli yerine yerlestiririm.Hiç bir kuş,eger o yuvada yavrusu, yumurtası yoksa,dagılan yuvasına dönmez.Zaten yuvası dagılan,yavruları ölen her kuş da en az yuvası kadar dağılır,ölür.Hayvan da insana benzer.Yüregini vere vere yuva yapar, yuvası dagılırsa,yüregi de dagılır.Ben bunu yaşadım bilirim. "