Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dertlerin büyüğü...
Yirmi yaşında iken on dört yaşında yeryüzünde bir melekle evlenmişti ve sanki bir rüya görmüştü. Bir sene sonra o melek beşikte bebek bırakıp uçmuş, gitmişti. Sebati Efendi cünun sahrasına birkaç kere gidip dönmüştü. Meleğin yadigârı bebek kızdı, billursan bir gül goncasıydı. Sebati Efendi adını "Nazike" koydu ve haftalar, aylar, yıllar boyunca elleri mi, ayakları mı, saçı mı, kaşı mı, gözü mü, hali mi, edası mı, yüzündeki gamzesi, yanağındaki beni mi,neresi anasına benzeyecek diye bekledi. Nazike anasına benzemedi ama bir başka melek oldu. Sebati Efendi'yi de bu sefer bir başka dert sardı: Güzeller güzeli kızını kocaya vermek.
Sayfa 87 - Doğan Kitap
Garibim hadi gül biraz Bu bahar, dallar kiraz Yaşamak hep böyledir Su biter, seller durmaz..
Reklam
Efendime ermek için Yirmi yedimden gün aldım yirmi yetimden gül.
Neden olmasın, çok çok sana vizyonsuz derler, aldırma gül geç (:
".... _"Yolculuk mu?" diye sordu. "Hayrola, ne yana?" +"Girit'e. Neden sordun?" _"Beni de götürür müsün?" +Dikkatle ona baktım. Çukurlaşmış yanaklar, kalın bir çene, kabarık favorili kırlaşmış kıvırcık saçlar, kıvılcımlanan gözler. +"Neden? Seni ne yapayım?" Omuz silkti, alaylı, _"Neden? Neden?" dedi. "İnsan nedensiz bir şey yapamaz mı?..."
Bu ne vahşi çağdır böyle, duygularımızı sersefil eyleyen! Bu ne zamandır ki, simsarlar gücü alıp satmakta ve nicedir gülistanlar harap, bülbül kurşunlanmış, gül fidanı kırık. Bunu bir de ben düşünmeliyim; düşünmeliyim, madem ki varım!..
Sayfa 5 - Ahmet hamdi tanpınar kütüphanesiKitabı okuyor
Reklam
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana Her iki cihanda gül kana kana Ne kadar zulmetsen ah etmem sana Her iki cihanda gül kana kana Seninle cehennem ödüldür bana Sensiz cennet bile sürgün sayılır Seninle cehennem ödüldür bana Sensiz cennet bile sürgün sayılır
Dürüst İsviçre halkı! Sağlıklı olmak onun hiçbir işine yaramıyor..., cinayetsiz, tarihsiz, edebiyatsız, sanatsız.., güçlü bir gül fidanı, dikensiz, çiçeksiz...
Aşk ölüm kadar ürkütucü olabilir -çoğu zaman da böyledir zaten; ancak, ölümün tersine, arzu ve heyecanla bu hakikati gizler. Aşk ile ölüm arasındaki farkı çekim ve itilim terimle- riyle kavramak uygun düşer. Fakat iyi düşünüldüğunde bu o kadar da kesin değildir. Aşk vaatleri, genellikle lütuflarından daha az muğlaktır. Dolayısıyla aşık olmanın cazibesi büyük ve karşı konulmazdır, ama kaçmanın çekiciliği de böyledir. Dikensiz bir gül aramanın cazibesi asla uzak değildir ve buna direnmek de pek guçtur.
Sayfa 25 - PdfKitabı okuyor
"Eline diken batmadan gül toplayamazsın."
Reklam
" –İşdən yorğun gələndə qapını üzümə gülə-gülə açanda hər dərdimi unuduram. Yaxşı ki,sən varsan. "
Göğsünde güller, şapkasında güller; ağzına kadar dolu sepetinde gene güller, çiçekler ... Sonra gene düşüncelere daldı. Bir ara başını eğince, göğsünde kalmış bir gül dikeni çenesine battı. Blackmoor Vadisi'nde oturan bütün rençperler gibi, Tess' in de boş inançları vardı. Gül dikeninin çenesine batışını da kötüye yordu, bir uğursuzluk belirtisi saydı.
Sayfa 62 - Amaç Temel Yayınları, 1987. Çeviri:Suna Güler
Keskin sirke zarar verir küpüne Bakmaz küpün kalıbına çapına Bir öfkeyle varıp hikmet kapına Kilidi vurduysam af eyle Gül'üm!
Hatasız kul olmaz, bilmek esastır Özür makamına gelmek esastır Aradan küslüğü silmek esastır İnada girdiysem af eyle Gül'üm!
Hoş geldin ey ömrümün başı, Kalbim içinde sadece gül yüzünü taşır. Hoş geldin gönül evimin dört duvarı, taşı; Seni arar göğsüne vurmak için başım. Beni unut ama bunu unutma; Sana muhtaç içerimde büyüttüğün umutlar. Seninleyken ayaklarımın altında tüm bulutlar, Uyurum da seni seven kalbi uyutmam.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.