"Altı saat uykuya ayrılırsa her gün on sekiz saat boş. Görülecek,işitilecek, takılacak,okunacak , yazılacak,yapılacak o kadar şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum "
...Fakat bir zaman sonra özlemek de yoruluyor, değişiyor ve bu eksiklik bizim bir parçamız haline gelip bizi bambaşka bir insana dönüştürüyor. Ayrılıklar, kaybedişler ve uzaklıklar, insana biçim veren büyük ustalardır.İnsan ancak yitirdikçe, eksildikçe büyür ve gelişir. Olgunlaşmak ve yaşamın anlamını öğrenebilmek için bazen büyük kayıplar yaşamamız gerekir.Öğrenmenin bedeli yitirmektir.Bu yitirişlerin ardından derin ve ince bir sızı kalır, zaman zaman o sızı çok ağrır; işte bu da insan olmanın diğer adıdır.