Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyaya geldiğin zaman
Göklerin yüzü güldü mü Dünyaya geldiğin zaman? Azgın sular duruldu mu Dünyaya geldiğin zaman? Güneşler gibi tek miydin? Ay ışığından ak mıydın? Böyle nazlı çiçek miydin? Dünyaya geldiğin zaman? Yıldızlar halin sordu mu? Bulutlar selam durdu mu? Yerlerin kalbi vurdu mu? Dünyaya geldiğin zaman? Aşkını candan duymuşum, Canım yoluna koymuşum. Tam dokuz yaşındaymışım Dünyaya geldiğin zaman. Kimbilir nasıl güzeldin, Göklerden yere süzüldün... Benim alnıma yazıldın Dünyaya geldiğin zaman
Her şey vaktinde...
"Doktor, belki bilmiyorsunuzdur ama ben buraya yanlışlıkla gönderildim." "Herkes buraya yanlışlıkla gönderilir, sevgili çocuğum," dedi doktor, süslü bir şekilde kendisine imada bulunuyordu. "Hatta kalanlar bile." Drogo pek iyi anlayamıyordu, gülümsemekle yetindi. "Yoo... sizi kınamıyorum! Siz gençler, burada çürümek istememekte haklısınız," diye ekledi Rovina. "Orada şehirde, çok daha fazla şansınız var. Ben bile bazen düşünüyorum da, yapabilsem..." "Peki neden," dedi Drogo. "Şehre tayininizi isteyemez misiniz?" Doktor, korkunç bir şey duymuş gibi, ellerini salladı. "Tayinimi mi?" lyi niyetle güldü. "Yirmi beş yılımı burada geçirdikten sonra mı? Artık çok geç çocuğum, bunu daha önce düşünmek gerekirdi."
Sayfa 66
Reklam
...onun mu gitgide bir kelebeğe benzediğini, yoksa kelebeğin mi ona benzemeye çalıştığını sordu. Betül Selma yalnızca güldü... :)
Sayfa 19 - Kapı yayınlarıKitabı okuyor
„Selim Bey güldü: «Belki de bu değersiz kırıntıları, ilerde bir heyecan yaratsın diye yarıda kesmişimdir.» Başını salladı: «Yok canım! O yaşlarda pek aptaldım. Tıkanıp kalmışımdır. Heyecan, insanın hevesini kaçırır ya bazen; işte öyle olmuştur.» Sayfaları sehpaya bıraktı. «Yirmi yaşındayken, böyle heyecanlarımı ifade edemeyecek kadar beceriksizdim; şimdi de gülünç buluyorum bu heyecanları. Alın size trajedi.» “
"Akıl demişken, iki gün önce Fatma Hanım ve Hulusi Bey'le kahve içerken gidivermiş gene aklım. Hiç benzememelerine rağmen Mazhar demiş durmuşum adama. Fatma Hanım dünkü yürüyüşte anlatırken yerin dibine girdim utancımdan. Ben de telefonda Müjgan'a anlattım, çok güldü. "Adamı gözüne kestirdin demek." deyip dalga geçti epey. Anlatmaz olaydım, söyler söyler durur artık."
Sayfa 77 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
Yüzü kitap arasına konup kurutulmuş sarı bir güldü. Gözleri ise o yüzde hayat olduğunun tek belirtisi.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Dindarlık Üzerine
Yöneticilerle ayrıntılı olarak ilin sorunlarını konuştu. Sonra kalması için hazırlanan Mehmet Emin Ağa'nın konağına geldiler. Gece Kastamonu donandı. Fener alayı düzenlendi. Meydanlarda halk oyunları oynanıyordu. Kastamonu büyük zaferi, kurtuluşu bir daha kutluyordu. Gazi, Vali, Belediye Başkanı, milletvekilleri, Mehmet Emin Ağa, Nuri, Fuat ve Tevfik Beyler, Başyaver konağın geniş sofasında oturuyorlardı. Gazi Nuri bey'e gülerek sordu: "Ne diyorsun?" "Ne diyeyim? Senin ve halkın büyüklüğünün önünde eğiliyorum." Gazi misafirlere açıkladı: " Nuri bey şapkayla görünce halkın bize taşlayacağından korkuyordu. " Vali " ilimizin halkı dindardır. " dedi, ".. ama bana da azdır. " Gazi güldü: "Bizim dindarlarla sorunumuz yok. Dindarların da bizimle sorunu olmaz. Dine, dindara karşı değiliz ki. Niye olalım? Dinimiz son ve en mükemmel dindir. Biz sadece dinin istismarına, çıkar aleti ve yobazlık, bağnazlık vesilesi yapılmasına, hurafelere boğulmasına karşıyız. Sanırım sizler de öylesinizdir. " "Evet efendim."
Sayfa 171Kitabı okudu
Metroda basabasdır. Bir küncə qısılıb kirimişcə dayanmışam. Qatar hər dayananda, qapı hər açılıb-bağlananda içəri izdiham dolur, salon sıxlaşır, ətrafdakı insanlar da bir-birinə daha çox qısılırlar. Birdən arxada yavaşdan deyilən bir səs eşitdim. - Səni zibilə qalasan, adam deyilsən a... Az qala pıçıltı ilə deyilmiş bir söz. Replika. Dönüb baxdım.
Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte...(Özdemir Asaf)
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.