Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülnar M.

Gülnar M.
@gullnarr
4 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Bütün bu senin 'saçmalıklar' dediklerin gerçekleşirse, nasıl denir; piyango gibi ölüm çarparsa... Durup dururken düşüp ölürsem. Uçak ya da araba kazasına uğrarsam, ne bileyim, ölmek için öyle çok neden var ki... Çoğun bu düşünceler kafamı doldurur. Sonra kendime çok acıyorum, elimde değil ağlayacak gibi oluyorum. Yarın düşer ölürsem kim yanar derdime? diye düşünürüm. Kocam mı? Bir ay, üç ay üzülür benim için; sonra her şeyi unutur. Başka kim? Komşum Medine. O da işte bir ay... Yooo iki hafta yas tutar benim için. Başka kim? Sen mi? Peki sen de iki hafta... Yoo bağışla iki hafta çok uzun bir süre. Bir hafta, ya da üç gün yeter benim için, yas tutmana, üzülmene ve perişan olmana... Sonra? Sonra tabii ki sen de unutursun. Değil mi? Her şeyi unutursun. Bu buluşmalarımızı, o deniz kıyısını da, bak işte bu eyvanı da... Öyle değil mi?
Reklam
Birkaç mutlu dakikanın korkusunu, tedirginliğini, günlerce aylarca çekmektense, mutsuz ama dingin yaşamak yeğdir.
Başkasının çocuğu başkasınındır. Benim olamaz. Tıpkı senin gibi Zaurik... Sen de benim değilsin. Er geç yitireceğim seni. Bunu biliyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Zaurik şunun saflığına, güzelliğine bak. Küçelere su sepmişem, Yar gelende toz olmasın. Bak bir zamanlar neymiş sevgi, şimdi ne? Sen Zaurik benim geçtiğim yolları hiç sulamasını akıl ettin mi, toz olmasın diye?" Zaur, "Buna Bakü'de olanak yok ki," diyordu. "Sokağın bir başını sulasan rüzgar öbür ucu yine toza boğar." "Eh n'apalım sen ruhsuzsun, işte."
Kıskanmanın ne olduğunu biliyor musun? Kendi düşkünlüğünü kabullenmek demektir. Oysa kıskanmamak, herkese meydan okumak, herkesten güçlü olmak... Ben senin herkesten daha güçlü olmanı isterim Zaurik. Herkesten güçlü.
Reklam
Geçimin, günlük yaşamın her türlü sıkıntı ve üzüntülerine karşın ilk günkü gibi çılgınlığını sürdürebilen sevgiye, gerçek sevgi derim, yoksa çılgınlığı yatışan sevgi neye yarar?
Ev temizliği önde gelen işlerdendir. İnsanın ruhsal esenliği, dinginliği, huzuru bundan kaynaklanır. Evin temizliğini evdeki çocuktan büyüğe dek herkes gözetmeli. Bu duyguyu ta doğuştan insana aşılamak gerekir.
Zaurik, anlaşılan ben iyi bir insan, onurlu bir kadın değilim, olsaydım sana; hayır olmaz gülüm, olmaz güzelim yaşamını bana feda etme evine dön, ananı babanı üzme, derdim. Demedim, yalan olurdu, ikiyüzlü olmak istemem. Bunca ağır tepkilere karşın, benimle birlikte olmanı istiyorum. Çok kötüyüm ben, amansızım, n'aparsın.
Seven insan bencilleşir. Mutluluğunun herkese yayılacağını sanır. Oysa başkasının sevinci insanı ne kadar ilgilendirebilir? Çoğunlukla insanlar başkalarının sevinçlerine yabancıdır ve hatta kimi zaman kıskanır, ya da sevinçli gördüğü kimseyi kırmak ister.
Anla Zaur, canım benim, anla bir kez, seviyorum seni, seviyorum. Yalnız bir tek seni seviyorum. Ama sen bana ait değilsin, bunu da biliyorum. Hiçbir hakkım yok senin üzerinde. Senin düzenini bozmağa hakkım yok. Bunların hepsinin ayrımındayım. Ama sensiz de yaşayamıyorum. Geçen son birkaç günde, büsbütün deliye döndüm. Sizin idarenin önünde geçiyorum habire ve içimden selamlıyorum seni, konuşuyorum seninle. Zaurik ne olacak benim halim. Anlamıyorum. Ne istediğimi de bilmiyorum. Bittim ben Zaurik, kendi içimde yittim.
Reklam
Tehmine bir yabancı olacak bundan böyle, divana kurulup yan yana televizyon izlemeyecekler. Mutfakta baş başa kahvaltı etmeyecekler. Birbirine kapı açmayacaklar ve telefona çağırmayacaklar... Yavaş yavaş ağır ve berbat bir yılgı Manaf'ın içini sardı. Giderek artan bitkinliği içinde, bir daha Tehmine'yi mavi bornozunda banyodan çıkıp ıslak saçlarını tararken görmeyeceğini anladı.
Görüyorsun, bu dakikalar var ya, bu Moskova'ya doğru uzanan otoyolda yürüdüğümüz dakikalar, sen ve ben, mutluluk budur işte, Zaurik. Gerçeklerin en büyüğü bu. Bizim ilişkilerimizde başka bir anlam arama. Birlikte olduğumuz dakikaları dolu dolu yaşa...
Çok yıllar sonra, yaşlılığında kimi zaman yaşamın acı ve tatlı anılarını anımsarken Zaur, eğer yaşam boyu mutlu geçen anları olmuşsa o mutlu anların en gözdesi işte bu andı, diye düşünürdü. Domodedova havalimanının camlı galerisinde, uzaktan Tehmine'yi gördüğü, ona doğru koştuğu, Tehmine'yi kolları arasına aldığı an. Ve Tehmine'nin ona, "Zaurik, ne iyi ettin de geldin," dediği an.
Hiçbir uçak, hiçbir gemi, hiçbir taşıt aracı insanı kendisinden uzaklaştıramaz, geçmişinden ayıramaz. Ve mutluluk arayışı demişlerse, bu da yollara düşüp mutluluğu fellik fellik aramak anlamına gelmez herhalde. Mutluluk, ya da mutsuzluk insanın kendi içindedir. Bir yük gibi taşırsın onu. Öyle bir şey işte. Nereye gidersen git, dünyanın öbür ucuna git, taşırsın bu değerli yükünü. Nereye gidersen git ne yiter, ne batar, ne azalır, ne de artar.
Gülnar M.

Gülnar M.

, 1000Kitap'a katıldı.