Gönderi

Bütün bu senin 'saçmalıklar' dediklerin gerçekleşirse, nasıl denir; piyango gibi ölüm çarparsa... Durup dururken düşüp ölürsem. Uçak ya da araba kazasına uğrarsam, ne bileyim, ölmek için öyle çok neden var ki... Çoğun bu düşünceler kafamı doldurur. Sonra kendime çok acıyorum, elimde değil ağlayacak gibi oluyorum. Yarın düşer ölürsem kim yanar derdime? diye düşünürüm. Kocam mı? Bir ay, üç ay üzülür benim için; sonra her şeyi unutur. Başka kim? Komşum Medine. O da işte bir ay... Yooo iki hafta yas tutar benim için. Başka kim? Sen mi? Peki sen de iki hafta... Yoo bağışla iki hafta çok uzun bir süre. Bir hafta, ya da üç gün yeter benim için, yas tutmana, üzülmene ve perişan olmana... Sonra? Sonra tabii ki sen de unutursun. Değil mi? Her şeyi unutursun. Bu buluşmalarımızı, o deniz kıyısını da, bak işte bu eyvanı da... Öyle değil mi?
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.