Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Başak Gülmez

Başak Gülmez
@gulmezbasak
İnsan Kaynakları Uzmanı
Üniversite
Yalova
İstanbul, 12 Haziran 1997
4 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
“… Bir ‘tavır alma’ydı bu. Böylesini daha önce de yapmıştı. Bir yaşantıdaki ayrıntı, yalnızca o yaşantının paylaşıldığı insanla anlamını sürdürebilirdi… O ayrıntı, o insan ‘yitirilince’, bir başkasıyla ‘yeniden’ yaşanamıyordu, hayatın ‘başka’ bir yerine konamıyordu… Dahası o ayrıntı, ancak böyle yaşatılabilir, ‘o insan için’ ölümsüz kılınabilirdi. O insan için, evet… O insanla yaşanan o günleri bir başkasıyla kirletmemek için… İnsanın kendisine sahip çıkması, başkalarına karşı savunmak istemesi, geçmişini, en azından kendi gözünde haklı, taşınılmaya değer görmeye gereksinim duymasıyla ilintili bir durumdu da bu aynı zamanda.”
Sayfa 128 - AnlatıcıKitabı okuyor
Reklam
…ebilmek
“Dinlemeyi, bir insana bakmayı, dahası bir insanı görmeyi bilebilmek… Bunu yaparken de az, çok az, olması gerektiğince, doğru zamanlarda, bazı doğruların zamanlara göre değişebileceklerine de inanarak konuşmak…”
Sayfa 89 - AnlatıcıKitabı okuyor
Başak Gülmez
Bir kitabı okumaya başladı
İstanbul Bir Masaldı
İstanbul Bir MasaldıMario Levi
7.9/10 · 155 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başak Gülmez
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Anka (1. Kitap)
Anka (1. Kitap)Aslıhan Doğa
8.5/10 · 232 okunma
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Emanet
EmanetBige Güven Kızılay
9.3/10 · 204 okunma
İçsel karmaşanın en net cevabı
“Bazı insanlar sen ne kadar doğru konuşsan, ne kadar uzun konuşsan, ne kadar yüksek sesle ve düzgün konuşsan da seni duymazlar… O vakit iyilik dile ve yoluna git…”
Hamdi HocaKitabı okudu
“Nasıl bir ülkü?”
“Nasıl bir organizasyon!” diye düşündü Yasemin. Öyle bir mahrumiyet bölgesine bu kadar düzenli şekilde inşaat planlaması yapmak… Hem çocukları inşaata çalıştırıp, hem öğretip, hem eğitmek… Hem onca boğazı doyurmak, hem düzeni sağlamak… Bu şartlarda çalışmayı kabul eden öğretmenlerin fedakârlığı şok etmişti kendisini. Bir yer ki, tuvalet yok ,su yok, başını sokacak bir çatı yok. Aylarca çadırda… Köyden gelmiş onca cahil öğrencinin sorumluluğu omuzlarında… Nasıl bir vizyondur bu?Bu nasıl bir ütopyadır? Nasıl bir -ne derdi annesi?- “Ülküdür”
Sayfa 75 - YaseminKitabı okudu
Biraz cesaret, ama sevginin ebediyeti
“… sonra güvenmek kabuğuyla oynaya oynaya hep kaynattığım bir yaraya döndü. Yıllar geçti gitti. Zamanla yaralarımın kabuklarının kendiliğinden düşmeleri gerektiğini anladım. Ve o yaraların geride bıraktığı izlere bakmayı da bırakmam gerektiğini. Derken, o izlere de alıştım. Herkes gibi. Hepimiz gibi. Kolumdaki aşı, dizlerimdeki sinek ısırıklarının izi gibi bir şey oldu…” “ Bazen böyle bir an “Korkma, ben varım,” diyenlerin bir kısmında bütün kalbimle inandım. Küçük küçük ışıklar yandı kalp bahçemde. Ama sonra herkesin kendi hikayesinde bir başına olduğunu, herkesin çok korktuğunu, “Korkma, ben varım,” cümlesinin “Korkuyorum, elimi bırakma,” anlamına da geldiğini fark ettim. Küçük kalp ışıklarını sessizce kapattım. Korktum ama yine de yaşadım. Korka korka yaşadım. Korka korka sevdim, inandım. Kırıldım, kırdım ‘bir daha asla’ dedim ama yine sevdim. Güvenmek zor iş… Güvenmek pek güzel iş… Korkmamak için birine değil, kendine güvenmeli insan. O acılı sevinç ışıkları kalpte değil, insanın omzunda, saçlarında, tepesinde yanmalı. Bazen çok zor… Zor ama kendi öyküsünün kahramanıdır kendine güvenen insan…”
Sayfa 52 - İclal AydınKitabı okudu
Reklam
Aşk Üzerine
“…Ben de seni seviyorum onları değil, seni. Onların yapacağı hiçbir şey beni incitemez.” Sesi zaferle çağlıyordu. Onların düşmanca tutumlarından korkmuyorum, senin aşkına inanıyorum. Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen, bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli biri olmasın, aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz.”
Sayfa 315 - Martin Eden/ RuthKitabı okudu
“… yani kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu…”
Sayfa 302 - Martin EdenKitabı okudu
İnsana özgü insanca eylemlerini; bencilliğin dışında yaşayan canım Martin..
“…Öte yandan Martin’in ilk girişimleri bile vasatlıkla malul değildi. Onları niteleyen şey fazlasıyla büyük bir gücün sakarlığı ve hoyratlığıydı; kelebekleri kovalarken Koçbaşı nakışları şekil verirken topuz kullanarak toyluğu ortaya koyan acemi bir çaylaktı henüz, bu yüzden ilk çabalarını yok pahasına satmaktan gayet memnundu. Onların ne olduğunun farkındaydı ve bu bilgiyi elde etmesi için hiç de uzun bir süre geçmesi gerekmemişti. Asıl umudunu bağlayan şey sonraki çalışmalarıydı. Bir sanatçının donanımını edinmek onun silahlarını kuşanmak istiyordu. Öte yandan gücünden de vazgeçmemişti. Bilinçli hedefi aşırı güç kullanımından sakınarak gücünü arttırmaktı. Gerçeklik sevdasından da kopmuş değildi ama bu realizmi hayal gücünün yarattığı kurgular ve güzelliklerle kaynaştırmaya çaba göstermişti. İnsanın arzu, inanç ve heyecanlarıyla dolu bir gerçekçiliğin peşindeydi. Hayatı olduğu gibi insanın ruhunu titreten içine işleyen her şeyle birlikte yansıtmak istiyordu…”
“Nerede birini parmağıyla işaret edip kötü diye yaftalayan biri varsa orada tam olarak o parmağın sahibinin içinde dizginleyemediği bir namussuzluk vardır aslında. Kendi içinin fıkır fıkır kaynamasına engel olamadığından ve bunun başkaları tarafından anlaşılacağından endişe ettiğinden taşlanacak bir kötü bulur böyleleri. Onlar için kendini o dizginleyemediği duygularını başkalarından gizlemenin en kolay yolu bir masumu hedef gösterip taşlanmasını sağlamaktır çünkü gerçekten iyi ve namuslu insanlar başkalarına iftira atmaz gözleriyle görmedikten sonra kimsenin hakkında kötü şeyler düşünmez kimsenin namusuna dil uzatmazlar. Olur da bir gün birinin iftirasına hedef olursanız bilin ki o kişi size attığı çamuru kendi kalbinden çıkarmıştır. Sizi hedef göstererek aslında kendini temize çıkarmaya çalışmıştır ama gerçek er ya da geç muhakkak ortaya çıkar.”
Sayfa 61 - MasalKitabı okudu
“Bazen bazı şeyler, bir sessizlikle beraber havada asılı kalıyordu ve diğer yarın, o sessizliğe pelesenk olmuş her bir düşünceyi duyuyordu belki de..”