Yakın tarihimize bu kadar uzak olmamız ve tarihin mekanik bir şekilde sayılarla öğretilmesi sebebiyle, eserde savaşın psikolojik ve sosyolojik yönden ele alınmasını çok yerinde buldum. Çaresizliği, açlığı, ölümü iliklerime kadar hissettim. Hatta çaresizlik o kadar büyüktü ki ölüm bile gözüme hoş geldi. Mektuplarla her haber gelişinde ben de Tenzile’nin kapısında elim ayağım titreyerek okusun diye bekledim. Yaşananlar o kadar ağır ki ne söylense hafif kalır. Ve biz ne yaparsak yapalım atalarımıza hep borçlu kalırız.:(