Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gül

Gül
@gulyildirim
null
Öğrenci
Okul Öncesi Öğretmenliği.
Malatya, 1999
52 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Çocukların yetişkinlere nazaran sözcüklere, adeta şeymişler gibi, daha çok somut biçimde muamele ettiklerini, ses benzeşimlerinin onlar için ne kadar anlamlı olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Reklam
Kurama göre bugün fobinin nesnesi olan şeyin daha önce yoğun bir hazzın nesnesi olması gerekir.
Çocukluk çağındaki emir ve tehditlerin böylesi sonradan etkileri, ortaya çıkması onlarca yılı, hatta daha bile uzun bir süreyi bulan başka hastalık vakalarında da gözlemlenebilir. Evet, bastırmanın bu "sonradan boyun eğmesinin" hastalık semptomlarının belirlenmesinde ciddi pay sahibi olduğunu bildiğim vakalar var.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O halde kaygı, bastırılmış özleme tekabül etmektedir, ama özlemle aynı şey değildir; bastırmanın da oynadığı bir rol vardır.
Bir insan, ne kadar katı yürekli, kötü niyetli olursa olsun bu saf çocuk ruhuyla bir defa karşılaştı mı onu sever ya da koşullar dostluğa imkan vermeyince ondan hoş, unutulmaz bir anı saklar.
Reklam
Belirli bir düzeyde kalabildiği zaman kendini mutlu sayardı. Hiçbir zaman gerçek heyecanı sahte duygulardan, samimiyi gülünçten ayıran çizgiyi aşmaz ya da geri döner, kalpsizliğin, kurnazlığın, güvensizliğin, bayağılığın kurak toprağına düşmezdi.
Başkalarının aradığı değişiklikler, serüvenler onların ne işine yarayabilirdi? Başkaları ne isterse yapsın, Oblomovka halkının bir şey yapmaya niyet yoktu: Herkes istediği gibi yaşasın.
Böyle bir insan sevilir mi, sever mi, nefret eder mi, acı çeker mi? Herhalde sever de, nefret de eder, acı da çeker; çünkü hiç kimse bunlarsız edemez.
Mesele, eflatun rengi pantolon ya da parlak ipek şeritli hasır şapka değildi. Değişim başka yerde, Henry'nin ta içinde bir yerlerdeydi.
İnsan yaradılıştan zorbadır ve acı çektirmeyi sever. Sizse buna bayılıyorsunuz.
Reklam
Güzel mi değil mi bilmiyorum, ama yemin ederim karşımda böyle durduğunda ona bakmaya doyamıyordum, işte bu yüzden de onu sık sık öfkelendirmek çok hoşuma gidiyordu.
-Süt kuzusu lafları bunlar. İnsan her durumda saygınlığını koruyabilir. Mücadele yüceltir, alçaltmaz.
Benim duygularım da, onun kaygıları ve başarısızlıkları yüzünden belki ondan üç kat fazla acı çekmem de umursamaya değmezdi ya!
İşte şimdi de kendime aynı soruyu soruyordum: Onu seviyor muyum? Ve bir kez daha bu soruya cevap vermeye cesaret edemedim; daha doğrusu belki de yüzüncü kez ondan nefret ettiğimi tekrarladım kendi kendime. Evet ondan nefret ediyordum.
Bilginlik tasladıkları zaman küçük deyişleri ve gerçekleri beni iğrendirir.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.