Aydın sınıfımız okumalı, okumalı ki toplumumuz uyanık olsun. Çağımız sür’at çağıdır, uçak çağıdır, atom çağıdır, makine çağıdır diye insanlığın, medeniyetin sür’atli değil dengeli bir gelişmeye ihtiyacı olduğu, teknikle beraber ahlâkın, hukukun, güzel sanatların da çağımızda yerini bulması gerektiği anlatılıyordu. Bu sür’at çağının teknik açıdan yakalayan batılının toplumundan yer alan sorunlar, geri kalmış ülkelerde daha da karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalmalarından daha doğal ne olabilir ki?
...
Günümüz okuma anlayışı da bir başkalaştı. Amerikan menşeili sür’atli okumalar. Dakika da elli sayfa okumak… O kadar emekle, her kelimesi tartılarak, ölçülerek yerine yerleştirilmiş bir edebî metni dakikada elli sayfalık bir sür’atle bitirmek ve anlamak, böylece hayat boyu meselâ elli bir kitap okumuş bir entelektüel olmak mı? İstenen ve beklenen gerçekten bu mudur?