Bir gece, sarayda bir şenlik yapıldı. Bir adam geldi,
hükümdarın önünde yerlere kapandı. Bütün davetliler ona
baktılar; gözlerinden birinin yuvasından çıkmış olduğunu, göz çukurunun kanadığını gördüler.
Hükümdar meraklandı: “Ne
oldu size?”
Adam cevap verdi: “Ey Hükümdar, ben meslekten hırsızım, o gece, mehtap da olmadığından, sarrafın kasasını
çalmak istedim. Pencereden sıçrayıp girdiğimde, yanılmışım, bir
dokumacının dükkânında buldum kendimi; karanlıkta, şiddetle
dokuma tezgâhına çaptım ve böylece gözümü kaybettim. İşte
buradayım, Ey Hükümdar, adalet istiyorum.”
Hükümdar dokumacıyı çağırttı ve gözlerinden birinin
çıkarılması gerektiğine karar verdi. “Ey Hükümdar,” dedi dokumacı, “buyruğunuz adalete
uygundur. Gözümün çıkarılması normal…
Ama, ne yazık ki, dokuduğum kumaşın iki yanını da
görebilmem için iki göz gerekli bana! Fakat benim bir komşum var, kundura tamircisi, iki gözü var, ama işini yapması için tek
göz yeter ona.”
Hükümdar kunduracıyı arattırdı. Adam geldi. Bir gözü
çıkarıldı.
Adalet yerini bulmuş oldu.
Sayfa 20 - Savaş, Türkiye İş Bankası, Kültür yayınları.