“Hissiz bir medeniyet terbiyesiyle karşı karşıyaydım. Gözlerimi korkuyla kapadım.”
Bir memlekette sanatkârın hâlâ kendi ilham ve hayaline göre binalar inşa edebilmesi o memlekette sosyal servetin fena bir bölüştürmeye tabi olduğunu, endüstriyel ve ticari faaliyetin yokluğunu, nüfusun azlığını, arazinin kıymetsizliğini, zamanın bolluğunu, belediye kanunlarının gevşekliğini gösterir.
Reklam
Osmanlı hayranlarına ve eski Türk devletleri hayranlarına duyurulur...
Maziye ait şekillere fazla rağbetin şu ahlaki fenalığı vardır ki yaşayanları hayatlarından zevk almaz bir hale getirmekten başka gelecekten de ümitsiz bırakır. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen yönde kaç adım gidilebilir? Ecdada hürmet onları taklit etmekle değil, fakat azim, zekâ ve kabiliyette onlardan hiç de aşağı olmadığımızı ve bize bıraktıkları şeref mirasını omzumuzda taşıyacak kuvvette olduğumuzu göstermekle mümkündür. Kasım veya Sinan'a hayran olmaktan başka yapacak bir hüneri olmayan bir mimar, Fuzuli, Baki veya Nedim'in taklitçisi bir şair, bu şanlı ecdat silsilesine torun olmaya layık değildir.
Sultan Selim devri kıyafetinin bugünkü yeknesak giyinişimize göre bin defa daha göze cazip görüneceği şüphesizken onu diriltmeyi düşünmek ne kadar gülünç ise bu dini mimariyi yaşatmak fikri de o derece gülünçtür. Sivri tırnakları çelikten bıçaklar gibi parıldayan tıraşlı çehreli yeni erkekler ve işitilmemiş, pahalı hayvan kürkleri içinden altın renginde yılan gözleriyle bakan yeni kadınlar için cami biçiminde sinema ve türbe şeklinde hal inşası fikri ancak güzelliğin doğru yolundan mahrum kalmış insanların şaşkın hayalinde ortaya çıkar. Bu tarzda maziye dönme bir yozlaşma, bir irticadır.
İyi bina, iyi kahve, iyi yol, iyi bahçe, iyi okul, iyi gazete, iyi eğlence, iyi doktor, iyi avukat vs. ancak şehirde bulunurken, hâlâ köyün ilkel hayatına katlanmaya razı insanların mevcut oluşu hayrete değer değil midir? Gelecek medeniyette birçok hastalıktan eser kalmayacağı gibi, bir sosyal hastalıktan başka bir şey olmayan köyden de eser kalmayacaktır
Öncelikle afiyet olsun...
Yazar günün bütün saatlerini bu bakış açısıyla birer birer gözden geçirdikten sonra muhatabın en iyi söz anlayacağı vaktin yemekten sonraki dakikalar olduğu hükmünde karar kılıyor. İnsan hayvanı, bütün hayvanlar gibi açlığı def ettikten sonra neşeli ve memnundur. Bu memnuniyet onu zeki ve insaflı bir hale getiriyor.
Reklam
1.000 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.