Tüm dünyada kadın olmanın ne demek olduğunu ne yazık ki sadece kadınlar anlıyor.
Ama bu kadar birbirimizi anlamışken de kadın kadının kurdu nasıl oluyor işte ben bunu anlayamıyorum!
Hillary L. McBride kendi de birtakım sorunlarla boğuşmuş bir terapist.
Kitabında kadın olmanın tüm zorluklarını ve kalıplaşmış saçma kadınlık ritüellerini anne-kız ilişkileri üzerinden bizlere aktarıyor. Güzellik algısının sosyal medya, kültürel dayatma, tek tipleştirme algısı ve ataerkillik yüzünden nasıl yanlış şekilde yorumlanıp biz kadınlara eziyet çektirdiğini sakin sakin sohbet tadında anlatmış bize.
İçimizde bir yerlerde bir şeylerin yanlış gittiğine inanıyorsak bile bu kıvılcımı içimize düşüren o fikrin peşine takılma zamanı gelmiş demek oluyor.
İşte bu kitap peşine takıldığımız o kıvılcımın hangi yoldan gideceğini bulmamıza yardımcı oluyor.
Çocukluk hatta bebeklik döneminde başlıyor her şey.
Annemizle olan ilişkimiz hayatımızın büyük çoğunluğuna sirayet edecek olan ilişki kalıplarımızı belirliyor. Kadınlar olarak kendimizi sevmeyi ve sevmemeyi ne yazık ki annemizden öğreniyoruz.
Kitaptaki anne-kız ilişkilerini tüm açık saçıklığı ve şeffaflığı ile okuyoruz.
Ama iyi haber yanlış öğretilmiş ve zorla öyle olması gerektiğine inandırılmış kalıpları kırabiliriz.
Anneanne, anne ve kız....
Üç kuşaktan birinde kırılan zincir diğer nesillere de ışık oluyor.
Dünyaya meydan okumak, kalıplaşmış düşünceleri bırakmakla, dilimizi düzeltmekle başlayacak.
Yavaş yavaş kadınların gücünü tüm dünya anlayacak.
Her türlü hali ve her versiyonuyla kadınlar yeterlidir!
Narsislik Kişilik Bozukluğu: Kendisinin çok önemli olduğu yönünde büyüklenmeci bir benlik algısı vardır, örn: sınırsız başarı, güç, güzellik, zekâ ya da ideal aşk fantezileri; kendisinin eşsiz olduğuna inanır; aşırı bir beğenilme gereksinimi duyar; yetkinlik duygusu vardır; kişiler arası ilişkilerinde sömürücüdür, yani kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarını kendi çıkarma kullanır; empatiden yoksundur, başkalarını kıskanır; kibirli ve küstahça davranışlar sergiler.
Bizlerin güzellik algısı neyin kolaya göre zor, yaygına göre ender, ucuza göre pahalı, yeteneksize göre yetenekli olduğunun bir farkındalığını göstermek için evrim tarafından biçimlendirildi.
"Bundan çıkarılacak ders; bize kendi içinde uyumlu olan ve daha da önemlisi kendine has olan şey güzel gözükür. Gördüğün gibi asla mutlak güzellik yoktur."
Bahtiyar babamın dersi bununla bitmemişti. Yeni tarz ile çok meşgul olduğumuz için eski tarzı unutmamamız gerektiğinden,
" asıl amacımızı" kaybetmeden yeni tarzı uygulamamız lazım geldiğinden bahsetti. KİBRİMİZ BİZİ ESİR ALMADAN, ÖZÜMÜZÜ YİTİRİP TAMAMEN FARKLILAŞMADAN YENİLİKLERİ " BİZ " YAPMAK İÇİN UĞRAŞMALIYIZ. Bihzad 'ı bu yüzden anlatmıştı bana. İsmi efsanesi yok olmamalı, bu yenilik rüzgarı içinde unutulmamalı.
Herkese selamm... Uzun süre sonra sizlere bir kitap incelemesi ile geldim. Keyifli okumalar... (Lütfen sonuna kadar okumadan yorum yapmayın.)
Maral Atmaca'nın yazdığı ve pek sevdiğim yayınevlerinden biri olan Ephesus Yayınları'nın bastığı Yaralasar kitabını üç günde bitirdim.
Kitap Sedef isimli başrol kızımızın cezaevinden tuhaf bir şekilde