Belki de bizim gibilerin elinde kalan son şey salakça bir umut. Gelecek saniyelerin üstlerine binerek uçan olaylar bizi ayakta tutuyor. Bütün hayatımız boyunca beklediğimiz ve nereden geleceğini bilmediğimiz huzuru arıyoruz.
Şüphesiz kendimi yaşamın doyumsuzluk ve kararsızlığıyla çalkalanan, kabarıp alçalan daimi bir tutkuyla seviyor; bir yandan da bu tutkunun dibinde, bütünlüğünü tuzla buz edip etrafa saçarak devamlı yenileyen yaranın pansumanını yapıyorum.
ruhum dayanılmaz bir keder hissiyle doldu. Dayanılmaz diyorum çünkü bu duygu zihnin genellikle maruz kaldığı kasvetli ya da korkunç imgelerin en acımasızına bile eşlik eden yarı zevkli, şairane duygular tarafından bile hafifletilmiyordu
Kara dağlar taht kurmuş gönlümüze
Onların gözleri korkar ve derler
“Beşiğin ardı gurbettir!”
Bizim ise aramızda ışıktan atlara binsen
Aşılmaz mesafeler
Leyla benim içimdedir