Kafka, karabasanlarında gördü belki seni, ama adlandırmadı. (Ya da hiç girmedin onun düşlerine.)
Bilseydi, senin gibi bir yer var yeryüzünde
En korkunç kitabının konusu sen olurdun.
Tolstoy bilseydi seni
soyluluğundan bin beter utanırdı.
Ve kim bilir belki yazarlığında
-şimdi benim utandığım gibi-
Avvakum bilseydi yakınında senin gibi bir kent olduğunu,
Kafkasları aşıp, çile çekmeye sana gelir,
senin mağaralarında yaşardı.
Dostoyevski sürülseydi sana
Yer Üstünden Notlar'ı yazardı
ya da Suç ve Suç'u.
(Kentim Hak.)
Kitabımızın kahramanı, eski bir denizci adamdır. Artık sürgün ile mi yoksa kaza sonucu mu bilinmez Hakkari’nin Pir köyüne öğretmen olarak gelir. Köy, kente 60 km. uzaklıktadır. 15 erkek ve 6 kız öğrenci olmak üzere toplam 21 öğrenciye öğretmenlik yapar. Köy yaşantısı sırasında çoğu bebeğin cüzzam’dan öldüğüne şahit olur. Hükümete mektuplar yazar. Fakat hiç bir sonuç alamaz…
Yıllarca öğrencilerine öğretmenlik yapar ve bu sıradada çeşitli olaylara şahitlik eder.
Devamını anlatmayacağım çünkü ısrarla okumanızı tavsiye ederim.