.
Satranç tahtasıyla, taşlarıyla haşır neşir olan bir dünya şampiyonu mu daha iyi satranç oynar yoksa hücresindeki bir mahkûmun şans eseri bulduğu, satrancın incelendiği, anlatıldığı bir kitabı yalayıp yutan bir mahkum mü?
.
Stefan Zweig yine duyguları, insanları, düşünüş şekillerini inceliyor ve bizleri okurken düşüncelere boğuyor. Ama boğulmuyoruz, yüzüyoruz.
İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bazı duygularını yitirmelelidir, kibire bürünmemelidir. Kibir sizin yaptığınız işi basitleştirir. Czentovic kibiri insanları görmesine engel olmuş bir dünya şampiyonu. Bahsi geçen mahkûm Dr. B. ise alçakgönüllü aynı zamanda satranç taşlarına lise yıllarından beri dokunmamış sıradan birisi. Aralarında geçecek kapışma aslında sadece satranç değil, bir zekâ oyunu yada bir duyguların kapışması durumu. Yenen, yenilen ne, kim olursa olsun...
.
Çok güzel bir kitaptı, kesinlikle tavsiye ederim. İyi okumalar güzel okurlar!♡
.