Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Duysalar da coşup çağladığımı Bilmezler sana bel bağladığımı Görenler olursa ağladığımı Fırat’ın en taşkın zamanı dersin
Reklam
Adını iğneyle işle derime Kölemdir desen de gitme zoruma Bunlar ne, derlerse mektuplarıma Mahvolmuş bir aşkın romanı dersin
Ne adım anılır, ne yasım kalır
Bir gün gelir ecel, elbet beni de alır Bu yalan dünyada baki kim kalır Fırın kadar sıcak yatak içinde Derisi buz tutmuş bir cisim kalır Doktor gelir derki bu telaş niye Üç kişi çağırır kaldırın diye Yavaşça koyarlar beni sedyeye Yatağım, yorganım, su tasım kalır Bu hal karşısında ağlarken kızım Derler ki hocayı çağırmak lazım Alır kazmasını mezarcı Kazım Aklımda ölçümle, bir isim kalır Karıma dul derler, yavruma yetim Henüz çürümeden toprakta etim Unutulur gider, mevcudiyetim Ne adım anılır, ne yasım kalır
Yeter ki gördüğü yerlerde gülsün Çınlasın yeter ki bu aşk sesinde. Yârimi denizde gemi yapsınlar Canımı alsınlar güvertesinde.
Reklam
Telaş
Gidenler benden gitti, Ellerin telâşı ne... Zaman beni eritti, Yılların telâşı ne... Sevda bıçaktan keskin, Gönlüme etti baskın, Baharlar bana küskün,
Yolumun üstüne çıkan mezarlar Nerde kaldın! Diye durmaz azarlar Birgün adımızı taşa yazarlar Atarlar bir tenha yolun üstüne
Gideceğin yere beni de götür Sorana "- derdimin dermanı" dersin. Götür de istersen sokakta yatır "Elimde gönlünün fermanı!" dersin... Adını iğneyle işle derime Kölemdir desen de gitmez arıma 'Bunlar ne? derlerse mektuplarıma "Mahvolmuş bir ömrün romanı" dersin……
Beni köyden köye at, dağdan dağa sür beni Nerde olsa öperim toprağını taşını. Sal eceli Allah’ım şu anda öldür beni, Eğer ezmeyeceksem bir Moskofun başını. Tahammül sona erdi, sabır son hadde girdi, Ey Türk, yine tarihe zaferlerin yazılır. Çünkü; senin dinine yeni bir madde girdi: Bir Moskof öldürenin sevabı bin yazılır."
Reklam
Yeter ki gördüğü yerlerde gülsün Çınlasın yeter ki bu aşk sesinde Yarimi denizde gemi yapsınlar Canımı alsınlar güvertesinde
Her ağaçta, dal dal seni bulmuşum, Çiçeğin, meyvayı bulduğu gibi. Ömür boyu hoş olaydı aramız, Dal ile yaprağın olduğu gibi. Gönül meclisinden çıkmış yasayız. İçi sevgi dolu etten kasayız. Aynı çekirdekte, ayrı posayız, Zeytin ile yağın olduğu gibi. Bir türlü gelmedi çileler, dize. Kader de, bir fırsat vermesi bize. Hep hasret yaşadık birbirimize, Yağmurla toprağın olduğu gibi. Yıllar geçti, kapanmadı yaramız, Kavuşmaya, gelemedi sıramız. Ömür boyu, açık oldu aramız, Balıklarla, ağın olduğu gibi. Çektiğimiz, alnımıza ter olsun. Al şafaklar, bahtımıza yer olsun. Biz de buluşsaydık, yılda bir olsun. Üzüm ile bağın olduğu gibi.
Ne yaptın şair parça pincik ettin yüreğimizi
Kalbim yüz gram et sanki elinde Doğra parça parça kıy parca parça Dün gece bağrıma mevlut okuttum Mîsk yerine nefesini kokuttum Döktüğüm yaşlardan basma dokuttum Diktir parça parça giy parça parça
EKSILENLER Yokta noksan aranılmaz Yasa budur var eksilir Ne tükenir sırda insan Ne insanda sır eksilir Hayat denen şu varlıkta Söz yücenin pazarlıkta Ölürsek bir mezarlıkta Üç metrelik yer eksilir Elden ele renkten renge Ölum seldir can bir yonga Gidersek bozulmaz denge Halillerden bir eksilir
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.