Daha önce Son Varis Ötüken eserinin yorumunu sizlerle paylaşmıştım. Serinin ikinci eseri olan Son Varis Bozkurt'un İzinde bana göre ilkinden çok çok daha hareketliydi. Daha önce de söylemiştim; Türk fantastik eserler herkeste sanki uyarlama gibi bir düşünce bıraksa da, Türk mitolojisine ve Türk destanlarına hakim olanlarınız bilirler ki eski Türk
Serinin ikinci halkasında hikayemiz kaldığı yerden devam ediyor. Türk mitolojisi bir kez daha fantastikle buluşurken kahramanlarımız Oğuz, Bumin ve Mergen kendilerini beklediklerinden çok daha farklı bir maceranın içinde buluyor. Devam kitabını sabırsızlıkla bekleyeceğiniz bir serüven bulmanız dileğiyle...
Tek adam zihniyetinin artık söylemin ötesine geçtiği adeta iliklere kadar işleyip, hayatta egemen olduğu distopik bir ülkenin ütopik, hayalperest ve ümitli insanlarının,"Hiçler"in anlatıldığı hem kurgusal hem de duygusal yönden güzel bir eser.
Merhum gazeteci Mehmet Ali Birand'ın gözde öğrencilerinden olmasına ve bulunduğu yere evim demesine rağmen bir sözü ile "Kanal D'den kovulan adam" olarak bildiğimiz İrfan Değirmenci, adeta bu işsizlik macerasında artık onu daraltan ve yıpratan kozasını delerek bir tırtıl iken kelebek, bir haber spikeriyken, özgürlük savaşçısı oluyor...
Herlanda neresi mi? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Belki de hiç uzak olmayan bir geleceğin şimdiki ülkelerinden birisi... Kim bilebilir (!)
Kalemi de kelamı gibi samimi ve içtenmiş. Teşekkürler güzel insan Atilla Taş. Bu ülkenin senin gibi duyarlı ve duyurmayı seven, ağzında kilit boynunda tasma olmayan gerçek sanatçılara ihtiyacı var zira neslin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Ne diyelim, kitabın özeti:
Burası Türkiye, burada hiçbir iyilik cezasız kalmaz...
Açıkçası gelecek vaat eden bir yazar,ancak keşke kitabın son sayfasının yırtık olması mevzusu sadece bir reklam hilesi olmasaydı daha tatlı bir kitap olabilirdi. Kitabı hiç bilmeden eline alan birisi için bahsi geçecek olan polisiye hikayenin, gizemin bir parçası olacağı izlenimi veren yırtık son sayfa yalnız bir satış amacı güdünce sonunda sükütü hayale uğrattı...
Ama yine de yazarın hakkını yemiyelim. Bir çırpıda okunabilecek kadar akıcı, merak ve gizem doluydu.
Ak Togan'ın otağından Ata diyar Ötüken'e uzanan tarihi-fantastik bir macera...
Ana karakter Oğuz'un genç bir kağan olacakken bir günde değişen hayatı...
Gerçekleri ve geçmişini aradığı uzun ve ilginç bir yolculuk...
Bir serinin ilk kitabı...
Türk mitolojisinden ve mitlerinden beslenen popüler kültür arasında yer etmeyi amaçlayan bir eser...
Ne diyelim gayret bizden taktir önce Allah'tan sonra siz değerli okurlardan...
Her devam kitabının bir öncekini aratmayacak kadar iyi olabilmesi dileğiyle...