Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

hanabi

biri bu dünyada aşırı sevgiden ölen kişi sayısının pek fazla olmadığını anlatmalıydı bize. oysa sevgi yoksunluğundan her gün, her dakika, dünyanın en akla gelmedik köşelerinde, mahvolup giden insan sayısı o kadar fazla ki.
Reklam
insanlar ne yazık ki bağlanacakları limanları, sevgililerini, dostlarını seçmekte de tıpkı ebeveynlerini seçmekte gibi özgür değiller. yaşam onlara bunu sunuyor ve sonra ellerinden alıyor, ve asıl zor olan da yaşama evet diyebilmektir.
Sanırım asla bitiremeyeceğim. Kitaplar, insanlar, düşünceler, duygulanımlar... Bir gün hepsini yarım bırakıp gitmek zorunda kalacağım. Gitmek de denemez aslında. Bu bir yer değiştirme olmayacak. Yer boşalacak... Kısa sürede unutulacak. Bunu bilmek rahatsız edici. Çünkü çevremi saran serbest boşluğun aslında unutulanlara ait olduğunu aklıma getiriyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir arayış içinde geçiriyorum zamanı. Belki de bulmak istemediğimi arıyorum. Uzaktan bakan biri, bir şeyden kaçtığımı da düşünebilir. Çünkü saklı cehennem hem kaçtığım hem de aradığım bir yer. Kaçtıkça ona yaklaşıyorum.
bizlere, mutlu olmak için yalnızca tek bir şeyi sevmemiz, kalbimizi tümüyle sevdiğimiz o Tek kişiye vermemiz gerektiği, bir kalbin asla ikiye, üçe, dörde ya da daha fazlasına bölünemeyeceğini söylediler... neden yalnızca bir tane seçmek zorundayız? bir, tek başına bir sayıdır.
Reklam
"cesaret gerektirdiğini biliyorum, bende de ondan yeterince yok," dedi Suha. "benim sorunum bu. çok korkak davranıyorum, gerçek aşk büyük cesaret ister, derler." "sanırım öyle," dedi Dünya. "ya da büyük bir kayıtsızlık"
"kimseye böyle âşık olmadım. kalbim her zaman üzerinde ustalaşması imkansız, zor bir enstrüman oldu."
anladım ki kalbimi kendi gövdemde taşıyamıyorum. tersine, onun ağır ağır ürperen sular üzerinde, dışarıdan düşmüş, neredeyse bir felaketten arta kalmış, bir çöp parçası gibiyim.
içimiz bir dolap değil ki açıp bakalım, açıp gösterelim. yine de anlatıyoruz ama. bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye alışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. eşyayı kaldırınca kımıldamadan durduklarını görürsünüz. söylediklerim bir defterin yaprakları arasına kıvrılmıştır. sayfaları açtıkça onları göreceğimi sanıyorum ama, anlıyorum ki asıl söylediğim şeylerdir altına gizlendiğim. fark edilmesinden korktuklarımı kapadığım eşyalar oluyor anlattıklarım.
...kendi hâlime, yalnızlığıma zalimce bir hayranlık duyuyorum. içim kabarıyor, bıraksalar da ıssızlarda başım önümde, kendime gömülerek dolaşsam.
Reklam
- bir adamın sevgisi nefretinden çok daha tehlikelidir. bunu biliyordum. - nefretin eylemleri şüphe içerir sevgiyse her şeyi kendine hak görür. bunu sakın unutma ve nefretimle idare etmeyi öğren.
saçları çeneme değiyordu. ellerim avucundaydı. omzu göğsüme yaslıydı. günah çıkarmama gerek yoktu, şimdiden kendi cennetimin içindeydim.
güneşi çıplakken sevmem. anca ormanın içinden geçtikçe severim. yapraklara yansırsa, aralarında dolaşırsa, toprağa vurup çiçekleri açtırırsa.
- senin de benden başka kimsen yok mu? , - artık "senden başka kimsem yok" deme lüksüm var.
"ben ölürken çok uzaktaydın, biliyorum. bir yıldır görüşmüyorduk. öldüğümü iki yıl sonra, verdiği haberin farkında bile olmayan birinden işittin, söz arasında. ama beni, kendi elimle öldürdüğünü, sen, bilmiyordun..."
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.