Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

hanabi

"cesaret gerektirdiğini biliyorum, bende de ondan yeterince yok," dedi Suha. "benim sorunum bu. çok korkak davranıyorum, gerçek aşk büyük cesaret ister, derler." "sanırım öyle," dedi Dünya. "ya da büyük bir kayıtsızlık"
Reklam
"kimseye böyle âşık olmadım. kalbim her zaman üzerinde ustalaşması imkansız, zor bir enstrüman oldu."
anladım ki kalbimi kendi gövdemde taşıyamıyorum. tersine, onun ağır ağır ürperen sular üzerinde, dışarıdan düşmüş, neredeyse bir felaketten arta kalmış, bir çöp parçası gibiyim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
içimiz bir dolap değil ki açıp bakalım, açıp gösterelim. yine de anlatıyoruz ama. bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye alışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. eşyayı kaldırınca kımıldamadan durduklarını görürsünüz. söylediklerim bir defterin yaprakları arasına kıvrılmıştır. sayfaları açtıkça onları göreceğimi sanıyorum ama, anlıyorum ki asıl söylediğim şeylerdir altına gizlendiğim. fark edilmesinden korktuklarımı kapadığım eşyalar oluyor anlattıklarım.
...kendi hâlime, yalnızlığıma zalimce bir hayranlık duyuyorum. içim kabarıyor, bıraksalar da ıssızlarda başım önümde, kendime gömülerek dolaşsam.
Reklam
- bir adamın sevgisi nefretinden çok daha tehlikelidir. bunu biliyordum. - nefretin eylemleri şüphe içerir sevgiyse her şeyi kendine hak görür. bunu sakın unutma ve nefretimle idare etmeyi öğren.
saçları çeneme değiyordu. ellerim avucundaydı. omzu göğsüme yaslıydı. günah çıkarmama gerek yoktu, şimdiden kendi cennetimin içindeydim.
güneşi çıplakken sevmem. anca ormanın içinden geçtikçe severim. yapraklara yansırsa, aralarında dolaşırsa, toprağa vurup çiçekleri açtırırsa.
- senin de benden başka kimsen yok mu? , - artık "senden başka kimsem yok" deme lüksüm var.
"ben ölürken çok uzaktaydın, biliyorum. bir yıldır görüşmüyorduk. öldüğümü iki yıl sonra, verdiği haberin farkında bile olmayan birinden işittin, söz arasında. ama beni, kendi elimle öldürdüğünü, sen, bilmiyordun..."
Reklam
"Kendimi kimi zaman, hani şu köy evlerinin duvarlarında asılı halıdaki eğilmiş su içen ceylan zannediyordum. Meğer o geyikmiş ya. Yıllarca yanlış koşullanmışım." - Deli Zarif
ağlamış mıydı? şu anda bir şey hatırlamıyordu. tek hatırladığı, son nefesini vermiş kardeşini kollarında taşıdığı ve yola fırlayıp, sanki kendi gözyaşları kâfi gelmeyecekmiş gibi, yoldan geçenlerin gözyaşlarını dilenmek için herkesin içinde onu havaya kaldırmasıydı.
ben de gider miyim bir sabah erken bana yollar yollar bana ulaşılacak bir yer mi kaldı? ... ben kendime küsmüşken benimle kim barışabilir?
dünyada yapacak bir şeyim olduğuna inandır beni. bu taşta, bu çiçekte bir payım bulunduğuna. madem ki gökyüzü şimdi böyle engin ve sözcükler böylesine yalındır. bir kez daha aç kapıları sonuna kadar; yeni sorularla sarıp sarmala beni. göğün denizle birleştiği o yerlerde bir umarım kalmıştır...
sen bu yağmurun neresindesin? bütün unutmaları denedim, sonsuza dek anımsayacak kadar. sevgilim, hep varolan yitikliğim benim.
106 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.