Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hande Yıldırım Önsöz

Hande Yıldırım Önsöz
@handeyildirim
Hayret mürekkebi yahut hayretten mürekkeb. instagram.com/miskiamber
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çocuklar İçin Düşünce Yolculukları #2
İmam Gazzâlî Hazretlerinin “Tehâfütü’l-Felâsife”sinin On Yedinci Meselesi’nde geçen “ateşin pamuğu yakıp yakamaması” bahsi üzerine, İslam’da sebepler ve sonuçlara dair ilahî takdire dair düşüncenin felsefeden nasıl ayrıştığını çocuklara çok tatlı ve esaslı bir şekilde anlatan güzide kitap. İmam Gazzâlî Hazretleriyle küçük bir öğrencisi arasında geçen, Hazret’in bahsine dayalı kurgusal diyaloglardan oluşuyor. Hani çocukken bazı kitapları okuruz, belki okuduğumuz vakit her konsepti, her kelimeyi tam olarak anlayamayız ama büyüdükçe “Ben bu mevzuyu bir yerde duymuştum!” diyerek tâ o vakitten kulağımıza kar suyu kaçırıldığını anlarız. İşte öyle bir kitap. Alımlamaya açık çocuklar ise şimdiden merak salacaktır. Serinin ilk kitabı ise “İbn Tufeyl ile Fikir Adasında Bir Başına”ydı.
Gazalî ile Ateş ve Pamuk Arasında
Gazalî ile Ateş ve Pamuk ArasındaÖzkan Öze (Tarık Uslu) · Ketebe Çocuk · 202265 okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sembollerin İzinde
Mezopotamya’nın, Anadolu’nun ortak sembolleri ekseninde oluşturduğu mitik, mistik izleğini ilmek ilmek işlemiş Gülşen Funda. Sembolizm sevenler için ayrı, dil kuruluşunun tadına varmak isteyenler için ayrı tat. Kesişim kümesinde ise yaklaşık seksen sayfalık bir “âh” tadı oturuyor.
Felgu
FelguGülşen Funda · Ketebe Yayınları · 202074 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Ruh Gıdaları
Mesnevî hikâyelerinin küçüklükten itibaren duyup sonrasında "Aaa, bu hikâye de Mesnevî'denmiş, aşk olsun Hz. Pîr!" dediklerimiz. Özgün bir seçkiyle buluşuyor okurla ve her yaşta, her idrak seviyesinde katman katman açılan manalarına gark ediyor. Hû.
Ben Sağırım Efendim
Ben Sağırım EfendimMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap Yayınları · 202087 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
“Sana Biat Edenler Gerçekte Allah’a Biat Etmektedirler”
Akdeniz'in, özellikle Libya'nın ve Trablusgarb'ın Türkler için önemi, dahi, Türklerin Akdeniz, Libya ve Trablusgarb için önemi tarihte göz ardı edilemez bir husus olduğu halde bu meselenin üzerine hak ettiğince düşülmemiş, meseleyi ancak derinlemesine irdeleyenler ve ilgilenenler araştırmıştır. Tabii burada manevî ve aşkın bir ehemmiyetten bahsediyoruz. Turgut Reis, Türk ve dünya tarihi için alelade bir figür değildir. Tiyatrocuların ya da mimarların "alaylı" ve "mektepli" gibi ayrışması ve çoğu zaman mektebin ön plana çıkması gibi Türk tarihinde de Turgut Reis, bütün fedakârlıklarına ve gazalarına rağmen, hürriyet sevdası ve civanmertliği ile sadece ismen bilinen bir figür olmuştur. İşte bu asırlar ve mekânlar aşan güzide çalışma, Turgut Reis'in maneviyatını ve ruhsal çözümlemesini ilk kez gözler önüne seriyor. Manevî baştacı Abdüsselam el-Esmer Hazretleriyle gelişen ilişkisi, ezelî-ebedî rakibi Andrea Doria ve La Valette ile gelişen diyalogları ve "Fatıma" figürü ile kurduğu çok yönlü aşkın bağ düzleminde kendine, kendinde ve kendinden doğru; ilahî aşk üzerine alabildiğine samimi bir Turgut Reis portresi sunuyor. Mim Kemâl Öke Hoca'nın kendi "magnum opus"u olarak tanımladığı bu tamamen tasavvufî remizli bir izlek üzerine kurulu olan anlatı, yalnızca Allah'a biat etmenin önemini vurgularken herhangi bir öğretiyi dikte etmiyor okuruna. Aksine, determinist bir sonuç çıkarsamaksızın arada okura bırakılan boşluklarla, çok boyutluluğuyla, metinlerarasılığıyla ve etkileşimselliğiyle aslında edebî türler üzerinde bir konumda duruyor. Velhasıl, Bahr-i Sefid'i bir de "içeriden" okumak gerekiyor.
Biat
BiatMim Kemâl Öke · Turkuvaz Kitap · 2020169 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Afrika Ruhunun Aşkın'a Ulaşma Etnomüzikolojisi
Bu öyle bir çalışma ki, yalnızca disiplinlerarası olarak addetmek müthiş bir eksiklik olur zira aynı zamanda kıtalararası, mekânlararası, zamanlararası ve hatta zamansız. Afrika'nın kadim ritim ve raks kültürünün, kâinat düzleminde insana verdiği ulvî sırların sırrını günümüzün neoliberal, postmodern, geç kapitalist dünyasına; özellikle kültür
İlahlarla Dans
İlahlarla DansMim Kemâl Öke · Başlık Yayın Grubu · 20114 okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Bohem Bir Metinlerarasılık
Gülsek mi ağlasak mı diye düşündüğümüz, yine "ince"lerle dolu bir Bulgakov eseri. Distopyalar, kurgu dışı metinler, manifestolar, bilim kurgular arasına salınan metinlerarasılığına ek, bir eleştiri, büyük bir hiciv teşkil ediyor olmasına rağmen bunu okurun gözüne sokmadan yapması metnin akıcılığını ve sarsıcılığını inanılmaz arttırıyor. Kendisi de mektuplarında politik bir yazar olmadığını, üstüne basa basa söylüyor: "Metinlerim amaçsızca gelişmiştir ve bu amaçsızlık, onları değerli kılmıştır." Gerçekten de metin, bohemlik kokuyor ve okuru, bu salaşlığının satır aralarında dönemden döneme ve metinden metne götürüyor. Karşılıklı konuşmalarda mizah unsuru ile seçilen kelimeler bir o kadar stratejik. Spoiler ve isim vermeden söylemek gerekirse Frankenstein köpeğimiz bedenen insanlaştığında ağzından ilk çıkan kelimeler (burjuva, Akşam gazetesi...), asistan doktorun raporlarındaki nükteler apayrı birer tat bırakıyor dimağda. Diyor ki Poligrafoviç: "Tasman varsa bir derdin vardır, özgür değilsindir ama güvendesindir. Ayrıca itibar görürsün." Ve diyor ki Filipoviç: "Her konuşan insan olmak zorunda mı canım?"
Köpek Kalbi
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Dedalus Yayınları · 201618,7bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kişisel Normların Metamorfozu
Erken kapitalizmle gelen acımasız, hiçbir şekilde dışarıdan göründüğü kadar refah sağlamayan çalışma koşullarına 20. yüzyıl başından verilmiş en vurucu tepkilerden biri Dönüşüm. Üstelik bu koşullara sadece işverenler yahut firmalar değil, kişinin kendi çevresinin ve hatta ailesinin de dâhil olduğunu, sosyal normların ve ağır sorumlulukların bu küçük çevreden başladığını düşünün. İşte burada, bir çalışanın niçin içinde “kendi” olamadığı evinde ve odasında bir “böceğe” dönüştüğünün fısıltılarını bulabilirsiniz. İşin kötüsü, bu döngü çoğu zaman hâlâ devam ediyor. “Yoksa evin geçimini 17 yaşına karşın henüz bir çocuk olan, bugüne değin yaşamı güzel giyinmekten, bol bol uyumaktan, ev işlerine yardım etmekten, birkaç orta halli eğlenceye katılmaktan ve her şeyden önce keman çalmaktan ibaret olan yaşamında hiçbir aşırılık bulunmayan kız kardeşi mi sağlayacaktı? Söz bu para kazanma zorunluluğuna geldiğinde Gregor önce kapıyı bırakıyor, ardından da kendini utançtan ve üzüntüden her yanını ateş bastığından kapının yanındaki deri kaplı serin koltuğa atıyordu. Koltukta çoğu zaman uzun geceler boyunca kalıyor, gözünü bir an bile kırpmıyor ve saatlerce deriyi hışırdatıp duruyordu.”
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2022222,2bin okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7122 günde okudu
Post-Post Modern
İnanılmaz doğal ve rahatsız etmeyen entelektüellikte bir dil. Yani sanki, hani bazı "akademi" üyelerinde olur ya o üsttencilik... Ama atıyorum bir editörle falan karşılaşırsınız onda daha fazla üsttenci bir aura görseniz dahi sırf titri akademisyenin bir alt versiyonu gibi geldiği için daha samimi ve daha konuşulabilir hissedersiniz onu, bunu öngörmüşsünüzdür en azından. Falan gibi. Şu anda sıcağı sıcağına yazdığım için kitabın çok beğendiğim diline ve anlatımına bürünmüş durumdayım mesela. Bu bile bir gösterge. The Hills adlı kadim bir Norveç restoranının içinde; mekâna yeni müdavim olan ve tamamen nötr, gri bir genç kızın ortalığı "anarchy in the UK" minvalinde karıştırması, mekânın garsonununun bir çocuk üzerinden çocuksuluğunun ortaya çıkması gibi minik rotalar üzerinden, bu entelektüel fakat aslında yaralı, orta yaşlı garsonun gözünden bir Avrupa tarihi panoraması izliyoruz. Bir roman için aynı anda "olmuş" diyoruz kurguya, dile ve anlatıma. İskandinav edebiyatı iyi biri. Matias Faldbakken de.
Garson
GarsonMatias Faldbakken · Timaş Yayınları · 201993 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Özgürlük-Güvenlik İkileminde bir (Toplumsal) Roller Uzlaşması/Uzaklaşması
Güney Afrika'nın katı ırk ayrımcılığı ve apartheid rejimi döneminde kentte yaşayan üç çocuklu Smales ailesinin, siyahî gerillaların baskınlarıyla, kundaklamalarıyla ve yakıp yıkmalarıyla, yardımcıları, yani aslında uşakları, July'ın "köy bile denmeyecek" yerleşim yerine gitmeleri ve siyahlarla beyazların rol değişiminden ziyade rol
July'ın İnsanları
July'ın İnsanlarıNadine Gordimer · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201035 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Çağrı herkesedir fakat yol göstericilik istisnâîdir."
İnsanoğlu, asırlar boyunca iki cihanda da mutluluğa ulaşmayı niyaz etmiş fakat en çok da Yaratıcısı ile buluşmayı umarak çeşitli manevî düsturlar ve yollar geliştirmiştir. İslam tasavvufu ise bu kadim öğretilerin en sistematik olanıdır zira tasavvufun özü Kur'ân ve Sünnetir. "Çağrı herkesedir fakat yol göstericilik istisnâîdir." Sehl bin Abdullah Tüsterî (ra) Tasavvuf Öğretileri, Prof. Dr. Carl W. Ernst'ün en önemli çalışmalarından biri mahiyetindedir. Titiz bir tercüme süreci sonrasında ilk kez Türkçede neşredilen bu eser, muhtasar fakat oldukça özlü bir tasavvuf tarihi el kitabı olma niteliği taşıyor. Bunun yanında çalışma, tasavvufun gelişim boyutunu ele almakla kalmıyor, Kur'ân-ı Kerîm'e en derin boyutuyla odaklanmanın, yani sufiyane bakışın püf noktalarını ortaya koyuyor. Çalışmalarında, tasavvufî düsturları belirli bir tarihsellik gözeterek metodik bir şekilde inceleyen Ernst, Tasavvuf Öğretileri'nde Kur'ân'ın asıl manasına ulaşmayı, Peygamber Efendimizin sufiler tarafından azami ölçülerde hürmet ve muhabbet peygamberi olarak görülmesini, ilahî ve insanî aşkın boyutlarını ve birtakım İslamî düsturların sufiyane bakış açısıyla yorumunu, Ebu Nâsır es-Serrâc'dan Rûzbihân Baklî'ye, Ebu'l-Kâsım el-Kuşeyrî'den Necmüddin Kübrâ'ya ve Mevlânâ Celâleddin Rûmî'ye, gelmiş geçmiş birçok tasavvuf büyüğüne nispetle, onların eserlerinden ve görüşlerinden örneklerle inceliyor. Bu sufiyane anlayışın tutarlılığını ve dünya çapındaki dayanak noktalarını; insanoğlunun manevî arınmaya ve tekâmüle olan iştiyakı çerçevesinde irdeleyip okuruna sunuyor.
Tasavvuf Öğretileri
Tasavvuf ÖğretileriCarl W. Ernst · Sufi Kitap Yayınları · 201910 okunma
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatın İçinden Güleryüzlü Maneviyat
Günümüz toplumu, örnek alınacak ve geniş topluluklara, kapsayıcı söylemiyle hitap edebilecek bir model arayışı içinde. Bu arayış, özellikle bu yüzyılda soran, sorgulayan, mananın derinine inmeye çalışan ya da dinî ilimler üzerine kafa yoran lise ve üniversite gençliği arasında çok yaygın. Son yıllarda Türkiye'de takipçilerinin sayıları hızla artan "yurt dışından uzmanlar" başlığı altında ilk sıraları alan genç isim Omar Suleiman da hem birleştirici dili hem İslamî ilimler ve politikalar üzerine akademik bilgisiyle birçok gençlik oluşumundan oldukça fazla ilgi gören bir isim. Böyle genç ve dinamik bir isim tarafından, on beş-yirmi yıl öncesinin derleme dua kitaplarından ziyade günümüzün dinamik dindarlık algısı ile sahabeden ve din büyüklerinden konularına ve dua sürecinin gelişimine göre yapılan bir dualar derlemesi, duayı yalnızca dille değil, aslı olan gönülle edebilmenin künhüne vâkıf olabilmek açısından oldukça fazla önem arz ediyor. Dua et ve Yaklaş, duanın önemini dört halifenin, sahabenin ve evliyaullahın Abdullah bin Mesud, Ömer bin Abdülaziz, Veysel Karânî, İbrahim bin Edhem gibi güzinlerinin deneyimleri neticesinde bu olaya getirdikleri bakış açısıyla ve kendi dualarıyla aktarıyor. Bu mübarek isimlerin bu duaları hangi vakalar ve olgular üzerine kalben ve dille zikrettiğini meselelerin spot cümlelerini zikrettiği genç ve güncel diliyle, güleryüzlü bir maneviyat sunarak tane tane açıklıyor.
Dua Et ve Yaklaş
Dua Et ve YaklaşOmar Suleiman · Timaş Yayınları · 2019172 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7073 günde okudu
Ruhî Tekâmülün El Kitabı
Gelin Tâcı, Allah'a hakkıyla kulluk edebilmenin yol ve çarelerini gösteren en özlü tasavvuf eserlerinden biridir. İsmini Ebu'l-Hasan eş-Şâzelî Hazretlerinin "Veliler gelinler gibidirler. Kendilerini fâsıklara göstermezler," şeklinde başlayan sözünden alan ve Batı dilleri dâhil pek çok dile çevrilen bu değerli eser, kalbi Allah'a bağlamak ve O'nun rızasını kazanmak için neler yapılması gerektiğini ikna edici bir dille anlatır. İnsanoğlunu kendi nefsinin nasıl aldatıp kandırdığını ve onun bu aldatışlarından kurtulup onu bir binek haline getirebilmek için ne yapmak gerektiğini örneklerle öğretir. İbn Atâullah el-İskenderî Hazretleri, tasavvufa yabancı insanlara nasıl yaklaşmak ve onların yönünü Allah'a tam olarak nasıl çevirmek gerektiğini, ilâhî tezahürler neticesinde çok iyi bilir. O yüzden de nasihatleri insanın içine işleyen, kalbine dokunan manevî ilhamlar mesabesindedir. Bu eseri okuyan kişi, kendisini gerçek bir mürşid-i kâmilin karşısındaymış gibi hisseder. Eğer Allah yolunda yürümek istiyorsa, bu kitap ona o yolu bütün yönleriyle açar. Kendisine hem dünyasını, hem de âhiretini güzelleştirecek manevî reçeteler sunar.
Gelin Tacı
Gelin TacıAtaullah İskenderi · Sufi Kitap · 20192,966 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Muhabbet İlmini Marifete Dönüştürebilme Kemâli"yle
"Her sûfînin bir Cebrail’i olmalı, ona mi’racını tamamlatmak için 'burak'ını eyerlemelidir. Nefsin (kişinin) burak olması için üzerine konan eyerin literatürdeki adı 'aşk'tır, 'muhabbet'tir." Mim Kemâl Hoca'nın zarif, naif ve etkili diliyle (gönlüyle), Hz. Mevlânâ’nın ilk eserlerinden Mecâlis-i Seb’â’ya atfen bölümlendirilen bu kitap, iki giriş bölümünden sonra İslam’ın beş şartını dervişlerin gözüyle inceleyen bir ilmihal niteliğinde olması, günümüzde İslam ve tasavvuf arasında yapılan ayrımlara gönülden bir şerh düşmesi hasebiyle önem arz ediyor. Günümüzün modern toplumunda arayışta olan insana tasavvufun İslam’ın bir cüz’ü olduğunu salık verirken ayetler, hadisler doğrultusunda ve Mevlânâ öğretisi bağlamında bu arayışa karşılık olmaya çalışıyor. Prof. Dr. Mim Kemâl Öke'nin ehil gönlünden kopan "derviş" serisinin üçüncü kitabı olan Dervişin Safa Defteri, "yaralı ceylanlar"a şifa vesilesi olmaya devam ediyor.
Dervişin Safa Defteri
Dervişin Safa DefteriMim Kemâl Öke · Sufi Kitap · 201757 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"İki Cihan Saadetinin Kazanılması"na Dair
Râgıb el-İsfahanî, İslam düşünce tarihindeki en önemli müfessirlerden biridir. Mutluluğun Kazanılması ise İsfahanî'nin tasavvufî bir bakış açısıyla, "insan" kavramını ve insan olarak yaratılmış olmayı, dünya ve ahirette mutluluğun, muhabbetullah ile kazanılması açısından dört ana ayet üzerinden ele aldığı klasik bir metindir. Daha birçok ayet ve hadis çerçevesinde, peygamber kıssaları, ashab-ı kiram ve evliya menkıbeleriyle birlikte anlaşılır, dostâne bir dil ve insanın gelenekte "küçük kâinat" olarak addedilmesi düşüncesiyle ele alınan Mutluluğun Kazanılması'nda, insanın otuz üç bölümde incelenen özellikleri genel (zâhirî) ve özel (bâtınî) anlamlarıyla açıklanıyor. Bu klasik eser, buradan yola çıkarak, bir "insan olma sanatı" kitabı kimliğini taşıyor.
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıRagıb El-İsfahani · Sufi Kitap · 2018220 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
Bir Tasavvuf ve Sohbet Usulü Klasiği
Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, bütün İslam dünyasınca azamî saygı gösterilen ve "Gavsü'l-Âzam", yani evliyanın en büyüğünden bilinen mübarek bir İslam büyüğüdür. Fütûhu'l-Gayb ise hem isminin çekiciliği hem de özlü muhtevası ile İslam dünyasında yediden yetmiş yediye her kesimden insanın okuyup kendine bir pare alabileceği müstesna eserlerdendir. Abdülkâdir Geylânî, "gayb âleminin fethi" ya da "âlemlerin keşfi" olarak tercüme edilebilecek bu eserinde insanın hevasından sıyrılıp Allah'a gönülden yakınlaşma çabasıyla ne gibi manevî kapıların kendisine açılacağını şiirsel dili ve sohbet usulü ile anlatıyor. Bu eser, bir tasavvuf klasiği olmasının yanı sıra geleneksel eğitimin metodunu da içeren bir sohbet usulü klasiğidir.
Fütuhu'l-Gayb
Fütuhu'l-GaybAbdülkadir Geylani · Sufi Kitap · 20191,456 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
93 günde okudu
"Kalbi Arındırmanın El Kitabı"
"Kalbin Simyası: Manevî Yaralara Çare Bulmak", "manevî boşluk" gibi kavramlarla karşılanmaya çalışılan günümüzün trendi kişisel gelişim arayışlarının asıl sebebine eğiliyor, bu nedeni "kalbin manevî hastalıklara yakalanması" olarak ele alıyor. İnsanoğlunu bu boşluğa sürükleyen asıl sebep, manevî dayanak noktalarının
Kalbin Simyası
Kalbin SimyasıHamza Yusuf · Timaş Yayınları · 20191,229 okunma